Hazreti Ömer halife
seçildiği zaman, minbere çıkıp etkileyici bir
hutbe okudu...
Vankuli Mehmed Efendi Osmanlı
fıkıh ve lügat âlimidir. Aslen Vanlıdır. 1000 (m. 1591)’de Medîne-i
münevverede vefât etti. Pek kıymetli eserler yazdı. Bunlardan,
Molla Hüsrev’in “Dürer-ül-hukkâm” adlı eserine yazdığı
“Nakd-üd-dürer” adlı haşiyede buyuruyor ki:
Saîd bin Müseyyib (radıyallahü
anh) şöyle anlatıyor:
Hazreti Ömer (radıyallahü anh)
halife seçildiği zaman, Peygamber, efendimizin (sallallahü aleyhi
ve sellem) minberine çıkıp bir hutbe okudu. Allahü
teâlâya hamd-ü sena ve Resûlullaha salât-ü selâmdan sonra buyurdu
ki:
“Ey insanlar! Benim heybetli,
sert ve vakûr hâlimin farkında olduğunuzu biliyorum. Resûlullahın
yanında iken de bu hasletlerim vardı. Onun hizmetçisi idim.
Müminlere karşı şefkatli ve merhametli idim. Resûlullah rûhunu
teslim edinceye kadar böyle devam ettim. O benden râzı olarak
Rabbine kavuştu. Bunun için Allahü teâlâya binlerce hamd olsun. Çok
bahtiyarım. Onun halifesi olan Hazreti Ebû Bekir’in de yardımcısı
idim ve onun yanında bulunduğum zamanlar da aynı hasletlerim vardı.
O da benden râzı olarak ruhunu teslim etti. Bunun için de çok
bahtiyarım. Allahü teâlâya binlerce hamd olsun. Bugün ise işleriniz
bana emânet edildi, içinizden, 'Bundan çekeceğimiz var.
Keşke başımıza başka birisi gelseydi' diyen çıkabilir.
Şunu biliniz ki, Resûlullahın sünnetini iyi biliyorum.
'Keşke bu meselenin nasıl olacağını Resûlullah efendimizden
sorup öğrenseydik' diye karşılaşabileceğimiz her şeyi
kendilerinden sordum. Başınızda bulunduğum müddetçe, zâlimden,
başkalarının haklarına tecâvüz eden kimseden, kuvvetlilerden
zayıfların haklarını aldığım zaman, sertliğim kat kat artacak ve
bunlara tâviz verilmeyecektir. Bu sertliğime rağmen, edepli,
çekingen olan, hakkı (doğruyu) kabul ve teslim etmekten hiçbir
şeyden çekinmeyen kimselerin başım üzere yerleri vardır. İçinizden
biri ile benim aramda ihtilaflı bir mesele olursa, onun
halledilmesinde, istediğiniz birinin huzûrunda muhakeme edilmekten
çekinmem. Benden bir şikâyetiniz olursa kadıya bildirirsiniz.
Ben de ona hesap veririm...