“Ey Âdemoğlu! Bana çok
ibâdet ediniz, kalbinizi zenginlik, elinizi rızıkla
doldururum."
Ebû İyâs Muâviye bin Kurre
hazretleri Tabiînin büyüklerinden tanınmış bir hadîs âlimidir. 113
(m. 731)’de vefât etti. Eshâb-ı kiramdan birçoğu ile görüşerek
hadîs-i şerîf rivâyet etti. Bunlar meşhûr Kütüb-i sittede yer
almıştır. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bazıları:
Enes bin Mâlik’den (radıyallahü
anh) rivâyet etti. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve selem) buyurdu
ki: “Allahım! Hakiki hayat, âhiret hayâtıdır. Ensâr ve
Muhacirleri iyi eyle.”
Resûlullah efendimiz namazı
kılıp bitirince, sağ eliyle alnını siler ve “Bismillâhillezi
lâ ilahe illâ huverrahmânirrahîm. Ey Allahım. Benden üzüntü ve
kederi gider” derdi.
Ma’kıl bin Yesâr’dan rivâyet
etti. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Rabbiniz şöyle
buyurur: Ey Âdemoğlu! Bana çok ibâdet ediniz, kalbinizi zenginlik,
elinizi rızıkla doldururum. Ey Âdemoğlu! Benden uzaklaşma. Yoksa
kalbini fakîrlik, elini meşguliyetle doldururum.”
“İnsanoğlu üzerine gelen her
gün, şöyle seslenir: Ey Âdemoğlu! Her yaptığın iş için yarın senin
hakkında şâhid olacağım. Onun için, iyi ve hayırlı işler yap. Ben
geçip gittiğim zaman, daha beni göremezsin. Gece de aynı şekilde
söyler.”
Muâviye bin Kurre’nin kıymetli
sözleri: “Biz Hasan-ı Basrî hazretlerinin yanında, hangi amelin
daha üstün olduğu hakkında konuşuyorduk. Hepsi, geceyi ibâdetle
geçirmek üzerinde birleştiler. Ben de, en hayırlı amelin haramları
terk etmek olduğunu söyledim. Hasan-ı Basrî hazretleri de, benim
dediğimi, tasdîk etti.”
“Allahım! Sen sâlih kullarını
ıslah ettin ve onları rızıklandırdın. Onlar senin beğendiğin işi
yapıyorlar. Sen de onlardan râzısın. Allahım! Bizi beğendiğin
işleri yapmakla rızıklandır. Bizden râzı ol.”
Müslim denen bir zât, bir yerden
alışverişten geliyordu. Yolda Muâviye bin Kurre ile karşılaştı. Ona
“Nereden geliyorsun?” dedi. “Ev için bazı şeyler aldım” dedi.
Muâviye hazretleri, “Helâlden mi?” dedi. O da “Evet” diye cevap
verdi. Bunun üzerine, Muâviye hazretleri, “Her gün helâlinden
alışveriş yapmam, geceleri ibâdet, gündüzleri oruçla geçirmemden
bana daha sevimlidir” buyurdu.
“Aklı başında, olgun ve
ağırbaşlı insanlarla oturup kalkınız. Çünkü, onlarla oturmak hem
dünyâ hem de âhiret bakımından fayda temin eder.”
“Kalbin ağlaması, gözün
ağlamasından daha üstündür.”