Kur’ân-ı kerimde de
Eshab-ı kiramın hepsinin Cennetlik olduğu
bildirilmektedir.
Ebü’l-Fazl Ahmed bin Sadaka
hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 829 (m. 1426)’de
Kâhire’de doğdu. 905 (m. 1500)’de vefât etti. Bir dersinde
buyurdu ki:
Eshab-ı kiramın nail oldukları
yüksek şerefe başka hiç kimse kavuşamaz. O şereften birisi,
Resulullahın mübarek nazarları onlara işlemiş ve hepsine manevi
imdat ile yardım etmiştir. Bu hassa, bunlardan başkasında
bulunmuyor. Bunların kemalatına, geniş ilimlerine, Resulullahtan
aldıkları hakikat mirasına, sonra gelenlerden hiçbiri kavuşamadı.
Hepsi adil, salih, veli, âlim ve müctehid idi. Kur'ân-ı kerimde
(Allah Onların hepsinden razıdır) buyuruldu. Onlardan birini
kusurlu bilmek bu âyete inanmamak olur. İmam-ı Şafii, Risale-i
kadime’de, (Eshab ilim, ictihad ve akılca hepimizden üstündür)
dedi. Sahabeyi kötülemek haramdır. Çünkü hepsi müctehiddir. Sehl
bin Abdullah Tüstüri hazretleri buyuruyor ki:
"Sahabenin hepsini büyük
bilmeyen, Resulullaha iman etmiş olmaz. Akaid kitaplarında yazıyor
ki: Eshab-ı kiramın hepsini salih ve adil bilmek ve hiçbirini kötü
bilmemek kesin delillerle her Müslümana vaciptir. Sahabeye dil
uzatanın sözü Kur'ân ve hadislere uygun değilse, kâfir olur. Uygun
ise büyük günaha girer, bidat sahibi olur. Kur’ân-ı kerimde de
Eshab-ı kiramın hepsinin Cennetlik olduğu bildirilmektedir. (Hadid
10) Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Eshabım gökteki yıldızlar
gibidir. Hangisine uyarsanız, hidayete kavuşursunuz.) (Rabbim bana
vahyetti ki: "Eshabın gökteki yıldızlar gibidir. Bazısı bazısından
daha parlaktır. Onlardan birine uyan hidayet üzeredir”) (İnsanların
en hayırlısı asrımdaki Müslümanlar [Eshab-ı kiram]dır.) (Ensarı
müminden başkası sevmez, münafıktan başkası da buğzetmez.)
(Eshabım, cin ve insanların hepsinden daha üstündür.) (Eshabımı
kötüleyene Allah lanet etsin.) (Eshabımı kötüleyen Müslümanlıktan
ayrılır.) (Eshabım gibi hiç kimse İslamiyet’e hizmet edemez.) (Beni
gören Müslüman [Eshabım], Cehenneme girmez.) (Eshabımı kötüleyen
hariç, her müminin kurtulma ümidi vardır.) (Beni seven Eshabımı
sever, sevmeyen de, beni sevmediği için sevmez.) (Eshabım arasında
çıkacak fitnelere karışanları, Allahü teâlâ benimle olan sohbetleri
hürmetine affeder, sonra gelenler, bu Eshabıma dil uzatarak
Cehenneme gider.)
(Eshabımın hiçbirine dil
uzatmayın. Yemin ederim ki, Uhud Dağı kadar altın sadaka veren,
eshabımdan birinin bir avuç arpası kadar sevap
alamaz.)