Hulefâ-i râşidîn hak üzere
idiler. Eshâb-ı kiram, muhikk, mümin, ihlâslı ve sâdık
idiler...
Ebû Sa’îd İsmâil Bûşencî
hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 461 (m. 1069)’da
Afganistan’da Hirat’ta doğdu. 536 (m. 1142)’de orada vefât etti.
Bir dersinde buyurdu ki:
Hulefâ-i râşidîn hak üzere
idiler. Eshâb-ı kiram, muhikk (hakkı gözeten, adil) mümin,
ihlâslı ve sâdık idiler. Hulefâ-i râşidînin takdim ettiklerini
Eshâb-ı kirâm da takdim ederler, onların kararlaştırdıklarını onlar
da hak ve sıdk (doğru) olarak kararlaştırırlardı. Peygamber
efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Eshâbının en üstünleri
olan Ebû Bekir ve Ömer (radıyallahu anhüm) hakkında şöyle
buyurdu: “Benden sonra iki kişiye, Ebû Bekir ve Ömer’e
uyunuz.”
Hazreti Osman’a (radıyallahu anh)
dâir de şöyle buyurdu; “Kendisinden meleklerin
hayâ ettikleri kişiden ben hayâ etmeyeyim
mi?”
Hazreti Ali (radıyallahu anh)
hakkında ise, “Sizin en üstün kadı olanınız (hükümleri en iyi
bilip halledeniniz) Ali’dir” buyurdu.
Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin
(radıyallahu anhüm) hakkında, “O ikisi, Cennet ehli gençlerin
seyyidleridir (üstünleridir)”, Ebû Bekir ve Ömer (radıyallahu
anhüm) hakkında yine, “O ikisi, Cennet ehlinin
kâhillerinin (otuz ile elli yaş arasındaki olgun
kişilerin) seyyidleridir (efendileridir) Fâtımatü’z-Zehrâ
(radıyallahu anhâ) hakkında “Âlemlerin kadınlarının
seyyidesi (üstünleri) dört kadındır. Fâtıma, Hadîce,
Âsiye ve Meryem binti İmrân”, Hazreti Âişe (radıyallahu anhâ)
hakkında “Âişe’nin diğer kadınlara üstünlüğü, tirid yemeğinin
diğer yemeklere üstünlüğü gibidir” buyurdu. (Bu hadîs-i
şerîfi, Arabların tiridi, üstün görmedeki âdetlerine göre
buyurmuştur.)
Diğer bir hadîs-i
şerîfte; “Dîninizin üçte birini Âişe’den (radıyallahu
anhâ) öğreniniz” buyurdu. Yine onun hakkında; “O,
fakîhedir (fıkıh âlimidir)” buyurdu.
Fâtıma (radıyallahu anhâ)
hakkında şöyle buyurdu; “Fâtıma benden bir parçadır, onu
sevindiren şey beni sevindirir, onu üzen şey beni
üzer.”
Eshâb-ı kirâmın hepsi hakkında
ise şöyle buyurdu: “Eshâbım, yıldızlar gibidir. Hangisine
uyarsanız hidâyete erersiniz.”
İbn-i Mes’ûd (radıyallahu anh)
hakkında “Ümmetim içinden İbn-i Ümm-i Abd’in râzı olduğuna ben
de râzı oldum” buyurdu.
Ebû Ubeyde İbn-ül-Cerrâh
(radıyallahu anh) hakkında; “Ebû Ubeyde ümmetimin
emînidir” buyurdu.
Zübeyr (radıyallahu anh)
hakkında “Her peygamberin bir havarisi vardır. Benim de
ümmetimden havarim Zübeyr’dir” buyurdu.