Allahü teâlâ,
Resûlullah efendimize en büyük mucize olarak Kur'ân-ı
kerimi vahyetmiştir.
Nasiruddîn bin Ya’kûb hazretleri
kelam âlimlerdendir. 700 (m. 1300)’de Haleb’de doğdu. 763 (m.
1362)’de Şam’da vefât etti.
Bu mübarek zat, bir dersinde
buyurdu ki:
Allahü teâlâ, Resûlullah
(sallallahü aleyhi ve sellem) efendimize en büyük mucize
olarak (Kur'ân-ı kerimi) vahyetmiştir.
Kur'ân-ı kerim, mucize olduğu muhakkak olan en büyük kitaptır.
Hâlbuki Arablar, Muhammed aleyhisselâmdan, semadan bir kitap
indirilmesini veya bir dağı altına çevirmesini istiyorlardı.
Kur'ân-ı kerim, bu hususu ne güzel beyan buyurmaktadır. Ankebût
sûresinin elli ve ellibirinci âyetlerinde meâlen;
(Müşrikler, ne olur
Rabb'inden [Muhammed aleyhisselâmın nübüvvetine
delâlet eden İsâ aleyhisselâmın sofrası, Mûsâ aleyhisselâmın asâsı
gibi] mucizeler indirilmiş olsaydı
dediler. [Ey habîbim] Sen onlara de
ki: Mucizeler Allahü teâlânın kudreti ve irâdesi ile
olur. [Ne zaman ve nasıl isterse öyle yaratır.
Bunları yapmak benim elimde değildir.] Doğrusu ben
ancak Onun azâbını size tebliğ edici, haber vericiyim. Kur'ân
gibi bir kitabı sana indirmiş olmamız, onlara [mucize
olarak] yetmez mi? Bunda, inanan kavim için, rahmet ve
nasihat vardır) buyurulmuştur.
O hâlde, Muhammed aleyhisselâmın
en büyük mucizesi, Kur'an-ı kerimdir. (Bu Allah kitabı değildir,
onu Muhammed yazmıştır) diyebileceklere karşı da, Allahü teâlâ,
yukarıda meâl-i şerifini bildirdiğimiz, Ankebût sûresinin
kırksekizinci âyetinde cevap vermiştir. Böyle şüphelere mahal
bırakmamıştır.
Allahü teâlâ, Muhammed sallallahü
aleyhi ve sellemin böyle bir kitabı yazacak bir kudrette olmadığını
ve Kur'ân-ı kerimin kendisi tarafından vahyedildiğini teyîd
etmektedir. Esasen Muhammed aleyhisselâmı Peygamber olarak
seçerken, Onun bilhâssa ümmî, yani okuma yazma öğrenmemiş olmasını
ve bu sebepten Kur'ân-ı kerimin ancak Allahü teâlâ tarafından
vahyedilebileceğinin anlaşılmasını istemiştir. Allahü teâlâ, Nisâ
sûresinin 82. âyetinde meâlen;
(Kur'an-ı kerimin
manasını düşünmiyorlar mı? Eğer Allahtan başkasından gelmiş
olsaydı, içinde pek çok ihtilâf
bulunurdu) buyurulmuştur ki, bu ne kadar
doğrudur.
Nasiruddîn bin Ya’kûb hazretleri
kelam âlimlerdendir. 700 (m. 1300)’de Haleb’de doğdu. 763 (m.
1362)’de Şam’da vefât etti.
Bu mübarek zat, bir dersinde
buyurdu ki:
Allahü teâlâ, Resûlullah
(sallallahü aleyhi ve sellem) efendimize en büyük mucize
olarak (Kur'ân-ı kerimi) vahyetmiştir.
Kur'ân-ı kerim, mucize olduğu muhakkak olan en büyük kitaptır.
Hâlbuki Arablar, Muhammed aleyhisselâmdan, semadan bir kitap
indirilmesini veya bir dağı altına çevirmesini istiyorlardı.
Kur'ân-ı kerim, bu hususu ne güzel beyan buyurmaktadır. Ankebût
sûresinin elli ve ellibirinci âyetlerinde meâlen;