Eğer, farz olan zekât
verilir ise, dünya mallarının hepsi terk edilmiş demek
olur...
Abdülkâdir Sıddîkî hazretleri
evliyânın büyüklerinden olup Hanefî mezhebi fıkıh âlimidir.
Bağdad'da doğdu. Devrinin büyük âlimlerinin ders ve sohbetlerinde
bulunarak yetişti. Zamânındaki âlim ve velîlerin önde gelenlerinden
oldu. Kudüs'e yerleşti. Bir sohbetinde şunları anlattı:
Bu dünya malları, mülkleri geçicidir ve aldatıcıdır. Bugün senin ise, yarın başkasınındır. Âhırette ele girecekler ise sonsuzdur ve dünyada iken kazanılır. Bu birkaç günlük hayat, eğer dünya ve âhıretin en kıymetli insanı olan, Muhammed aleyhisselâma tâbi olarak geçirilirse, saadet-i ebediyye, sonsuz necât, kurtuluş umulur. Yoksa Ona tâbi olmadıkca, her şey hiçtir. Ona uymadıkça, her yapılan hayır, iyilik burada kalır, âhırette ele bir şey geçmez.
Bu dünya malları, mülkleri geçicidir ve aldatıcıdır. Bugün senin ise, yarın başkasınındır. Âhırette ele girecekler ise sonsuzdur ve dünyada iken kazanılır. Bu birkaç günlük hayat, eğer dünya ve âhıretin en kıymetli insanı olan, Muhammed aleyhisselâma tâbi olarak geçirilirse, saadet-i ebediyye, sonsuz necât, kurtuluş umulur. Yoksa Ona tâbi olmadıkca, her şey hiçtir. Ona uymadıkça, her yapılan hayır, iyilik burada kalır, âhırette ele bir şey geçmez.
Resûlullaha uymak şerefine
kavuşmak için, dünyada olan her şeyden yüz çevirmek lâzım olmaz.
Böyle yapmak çok zor olur. Eğer, farz olan zekât verilir ise, dünya
mallarının hepsi terk edilmiş demek olur....