“İslâmiyetin başlangıcı
teslimiyet, îmânın başlangıcı ise rızâdır. En kıymetli amel
edebdir."
Bahâeddin Erzincânî hazretleri
ilk Halveti şeyhlerindendir. Erzincan'ın Kerliç kasabasında doğdu.
Gördüğü bir rüya üzerine Şirvan'a gidip Yahyâ Şirvânî'ye intisap
etti, icazet ile halife tayin edilerek Erzincan'a gönderildi.
868'de (m. 1464) orada vefat etti. Buyurdu ki:
“Dört şey vardır ki, ilmi az da
olsa da insanı Allah indinde ve insanlar arasında en yüksek
dereceye çıkarır. Bunlar; hilm (yumuşaklık), tevâzu, cömertlik ve
güzel ahlâktır. Bunlar, îmânın kemâlindendirler.”
“Düşmanlarına, onlara bildirmeden
iyilik yapmak, kişinin kemâlindendir. İşte bu, Allahü teâlânın
ahlâkı ile ahlâklanmaktır. Çünkü Allahü teâlâ, düşmanı olarak
bildirdiklerine de devamlı iyilikte bulunmaktadır.”
“İslâmiyetin başlangıcı
teslimiyet, îmânın başlangıcı ise rızâdır. En kıymetli amel
edebdir. İmânın âfeti, inkârdır. Amelin âfeti, tembelliktir. İlmin
âfeti, iddia sahibi olmaktır, irfan sahibinin âfeti, kendini kabûl
ettirmeye çalışmasıdır. Aklın âfeti, zulüm yollarına düşmesidir.
Sevginin âfeti, şehvet yolunu tutmasıdır. Sabrın âfeti, Allahü
teâlâdan başkasına şikâyette bulunmaktır. Zenginliğin âfeti,
tamahtır. Azîzliğin âfeti, kibirdir. Cimriliğin âfeti isrâftır.
Tevazuun âfeti, Allahü teâlâdan başkasının önünde eğilmektir.
Dünyânın âfeti, şiddetli istektir. Sözün âfeti, noksanlıktır.
Adâletin âfeti, intikam duyguları taşımaktır.”
“Dîn âlimlerinine dil uzatmaktan
sakının. Çünkü onlar, Allahü teâlânın isim ve sıfatlarının
kapıcılarıdır. Velîleri inkârdan sakının. Zîrâ onlar, Allahü
teâlânın zâtının kapıcılarıdır.”
“Âlim, müctehidlerin ve
mukallidlerin sözlerini kitâb ve sünnetle karşılaştırıp her bir
sözün kaynağını bilmeyince, bize göre onun ilimdeki makamı kâmil
olmaz. Bilince de işte burada avvâm mertebesinden çıkar ve âlim
ismine hak kazanır. Âlimler için ilk makam burasıdır. Sonra
buradan derece derece yükselir, hattâ Kur’ân-ı kerîmin bütün
hükümlerini ve edeblerini Fâtiha sûresinden çıkarır. Sonra buradan
da yükselir. Kur’ân-ı kerîmin bütün hükümlerini, müctehidlerin ve
kıyâmete kadar onların mezheblerindeki âlimlerin bütün sözlerini,
dilediği herhangi bir harften çıkarır. Sonra bundan daha ileri ve
olgun olan bir dereceye yükselir. Bize göre kâmil âlim, işte
budur.”