"Dünya lezzetlerine aldanmayan, Cennet nimetlerine kavuşur, iki
âlemde aziz ve muhterem olur."
Yahyâ Îdilî hazretleri Kuzey Afrika’da yetişen evliyânın
büyüklerindendir. Hicrî dokuzuncu asırda yaşadığı bilinmektedir.
Sohbetlerinde buyurdu ki:
“Dünya, zıll-i zâildir. Ona güvenen nâdimdir. O seninle kalırsa da,
sen onunla kalmazsın. Dünyadan çıkmadan önce, kalbinden dünya
sevgisini çıkar. Dünya lezzetlerine aldanmayan, Cennet nimetlerine
kavuşur, iki âlemde aziz ve muhterem olur. Dünya haraptır,
şerbetleri seraptır. Nimetleri zehirli, safâları kederlidir.
Bedenleri yıpratır. Emelleri arttırır. Kendini kovalayandan kaçar.
Kaçanı kovalar. Nimetleri geçici, hâlleri değişicidir. Dünyaya ve
buna düşkün olanlara inanılmaz. Selâmeti ve doğru yolu, ancak
dünyayı terk eden kimseler bulabilir.”
“Allahü teâlâ, bazı kullarına zâtı ile ilgili marifet bilgileri
ihsân etmiştir ki, bu, o velî için daha büyük bir kerâmettir. Çünkü
dünya ve âhiretteki çeşitli yüksek hâller, makamlar, ibâdetler,
ihsân edilen nûr ve ilim, gaybı bilmek, uzaklardaki konuşmaları
işitmek, Cennetteki hûriler, köşkler, nehirler, çeşit çeşit
meyveler ve bütün nimetler... Hepsi îmânın neticeleri, eserleri ve
îmân nûrunun semeresidir.”
“Nefsinizi namaz ile ölçünüz. Nefsiniz kötülüklerden hoşlanmıyorsa,
saadettesiniz, değil ise, nefsinizi yola getirmeye çalışınız.”
Allahü teâlâ, Ankebût sûresinin kırkbeşinci âyet-i kerîmesinde
meâlen buyuruyor ki: “Gerçekten namaz, kötü işten ve uygunsuzluktan
alıkoyar.” Her kim Allahü teâlânın indindeki yerini ve durumunu
bilmek istiyorsa, kıldığı namaza baksın. Eğer sükûnet ve huşû ile
kılamıyorsa, ne kadar ağlasa yeridir. Namaz kılmak, Allahü teâlânın
manevî huzuruna çıkmak demektir. O’nun huzuruna çıkmaktan bir şey
elde edilemezse, bu hâl, o kimsedeki manevî hastalığın
mevcudiyetine işâret eder. O hastalık; kibir, enâniyet (benlik) ve
edebe aykırı bir davranıştır.”
“Ey kul! Sana vaad olunan, güneş batıdan doğuncaya kadar gecikse,
hiç şüphe ve tereddüt etme! Çünkü bu tereddüt, aklını bozar,
karıştırır ve kalbini bulandırır, karartır.”