Rahat ve huzur âyeti
azap âyeti ile birlikte, azap âyeti de rahat ve huzur âyeti ile
birlikte inmiştir.
Seyyid Mehmed Nûri Efendi
İstanbulda yetişen evliyânın büyüklerindendir. Seyyid Abdülkâdir-i
Geylânî’nin onbeşinci bâtından torunudur. 1216 (m. 1801)’de
İstanbul’da doğdu. 1282 (m. 1866)’de aynı yerde vefât
etti. Bir sohbetinde buyurdu ki: Hazreti Ebû Bekir’in, Hazreti
Ömer’e (radıyallahü anhüma) yaptığı tavsiyeler:
“Ey Ömer! Allahü teâlânın,
gündüz yerine getirilmesi gereken birtakım hakları vardır. Onları
gece kabul etmez. Geceleyin yerine getirilmesi gereken birtakım
hakları vardır. Onları da gündüz kabul etmez. Allahü teâlâ, farz
yerine getirilmediği müddetçe, hiçbir nafileyi kabul etmez.
Dikkatini çekmedi mi yâ Ömer? Kıyâmet gününde terazileri ağır
gelenler, O’na tâbi olanlar ve O’nun kendilerine yüklediği
mesuliyetleri taşıyanlardır. Yarın haktan başka hiçbir şeyin
konulmadığı bir terazinin ağır gelmesi, elbette ki bir haktır. Yâ
Ömer! Kıyâmet gününde bâtıl şeylerin konduğu bir terazinin hafif
gelmesi de hakkın ta kendisidir. Yâ Ömer, rahat ve huzur âyeti azap
âyeti ile birlikte, azap âyeti de rahat ve huzur âyeti ile birlikte
inmiştir. Böylece müminin Allahü teâlânın Cennetinden ümitli,
Cehenneminden ise korkması sağlanmıştır. Yâ Ömer! Benim
tavsiyelerime iyice kulak vermişsen, gâib hiçbir şey, hazır olan
ölümden senin için daha sevimli olmamalıdır. Zâten sen ona karşı
hiçbir şey de yapamazsın.”
Hazreti Ali’nin (radıyallahü
anh) halîfe olunca mescidde okuduğu hutbe şöyledir:
“Allahü teâlâ, kullarına doğru
yolu gösteren, her türlü hayrı ve şerri açıklayan bir kitap
indirmiştir. Sizler bu kitapta yazılı olan hayırları alınız ve
zikredilen kötülüklerden uzak durunuz. Allahü teâlânın size farz
kılmış olduğu emirleri yerine getiriniz ki, onlar sizi Cennete
götürsün. Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden sâlim olduğu
kimsedir. İnsanların haklarına ve hukuklarına dikkat ediniz.
Özellikle ölümü iyi hatırlayınız, insanlar sizin önünüzde duruyor.
Fakat arkanızda sizi tehdit eden bir kıyâmet saati vardır. Şu
dünyâda, cenâb-ı Hakk'ın kullarının hakları konusunda cenâb-ı
Hakk'tan korkunuz. Yarın kıyâmet gününde, her türlü ufak şeylerden,
hayvanlara karşı olan hareketlerinizden bile sorumlu olacaksınız.
Ey insanlar! Her konuda Allahü teâlâya itaat ediniz. O’na isyan
etmeyiniz. Bir yerde hayır gördüğünüz zaman onu mutlaka alınız, şer
gördüğünüz zaman da ondan uzak olmaya çalışınız.”