“Ey gaflet uykusuna
dalmışlar! Artık uykudan uyanınız. Şimdi uyuyacak zaman
değildir!.."
Ebû İshak İbrâhim Masmûdî
hazretleri Cezayir’deki Tilmsân’da yetişen âlim ve velîlerin
büyüklerindendir. 805 (m. 1402) senesinde vefât etti. Bir
vaazında cemaatte şöyle seslendi:
“Ey gaflet uykusuna dalmışlar!
Artık uykudan uyanınız. Şimdi uyuyacak zaman değildir. Ey kerîm
olan Allahü teâlâdan yüz çevirenler! Siz O’ndan yüz çevirip haddi
aşıyorsunuz. Allahü teâlânın sayısız nîmetleri içindesiniz.
Dünyânın parasına, malına, mülküne kalbinizi bağlamayın. Bir gün
gelip, her şey yok olup, elinizden çıkacak. Ancak Allahü teâlâ ve
O’nun sevdiği, beğendiği ameller kalacaktır. Ovalara ve çöllere
sığmayan orduları olan nerede o azgın, taşkın Firavunlar? Nerede o
gelmiş geçmiş krallar, hükümdarlar? Nerede onların medhedicileri?
Nerede onların siyah bayrakları ve sancakları? Nerede o dünyanın
doğusuna ve batısına sâhip olan İskender? Nerede ilim irfân
sâhipleri? Nerede vefâlı dostlar, kardeşler, yakınlar? Onların
yaşadıkları yerleri gez gör ve onlardan haber sor. Netîcede
hepsinin öldükleri haberini alırsın. Ümmetlerden nicesi toprak
altında olup, kalpleri de hasret ile doludur. Onlar himâye, koruma
altında idi. Onlar ve yaşadıkları vakitler de ölüp gitti. Zaman,
esef ederek onlar için ağlamakta ve yaşlar dökmektedir. Dün onların
hepsi evlerinde yaşamakta idi. Bugün ise, toprak altında kemik ve
toz yığını hâlindedirler...
Allahım! Katı yürekli olmaktan,
gafletten, darlıktan, zillet ve miskînlikten, hakîr olmaktan ve
fakîrlikten sana sığınırım. Küfür, yoksulluk, aşikâre isyan ve
haktan ayrılmaktan, nifak, riya ve gösterişten, kötü huy ve dar
geçimden şöhret ve riyadan sana sığınırım. Sağırlık, dilsizlik,
körlük, cinnet, cüzzam, alalık ve benzeri kötü hastalıklardan sana
sığınırım. Allahım! Verdiğin nimetin yok olmasından, verdiğin
sıhhatin bozulmasından, ani olarak gelecek musîbet ve felaketten,
gazâbını mûcib olacak bütün hareketlerden sana sığınırım. Allahım!
Cehennemin fitne ve azâbından, kabrin fitne ve azâbından, fitne
uyandıran zenginliğin ve fakîrliğin şerrinden, Deccâl'ın
uyandırdığı fitnenin şerrinden ve bütün kusur, günah ve isyanlardan
sana sığınırım. Allahım! İyilikleri toplayan, evveli ve âhiri
iyilik olan her şeyi senden ister; kötülükleri toplayan, evveli ve
âhiri kötülük olan her şeyden sana sığınırız. Allahım! Ağır
borçtan, düşmanımın bana galip gelip sevinmesinden sana sığınırım.
Muhammed aleyhisselâma ve bütün iyilere salât ve selâm
olsun.”