"İbâdet yapanların
kendilerini beğenmeleri, fâsıkların günahlarından daha kötü ve daha
zararlıdır."
Mustafa Mânevî Efendi Osmanlı
âlim ve evliyâsının büyüklerinden olup Karabaşvelî'nin oğlu ve
halîfesidir. Babasından ve başka âlimlerden zâhirî ilimleri tahsil
etti. Tasavvuf yolunda, babasının yanında kemâle geldi. Sonra
Ordu-yu Hümâyûn'a tâyin edildi. Orada da vaaz ve nasihat etti. 1702
(H.1114) senesinde İstanbul'da vefât etti. Bir sohbetinde şunları
anlattı:
Bütün tâatlarını, ibâdetlerini
kusurlu bil! Hakkı ile yapamadığını düşün! Ebû Muhammed bin Menâzil
buyurdu ki: "Allahü teâlâ, Âl-i İmrân sûresinin onyedinci
âyetinde, sabredenleri, sâdıkları, namaz kılanları, zekât verenleri
ve seher vakitlerinde istigfâr edenleri medh buyurdu. Hepsinden
sonra, istigfâr edenleri bildirmesi, insânın, her ibâdetini kusurlu
görüp, dâimâ istiğfâr etmesi içindir."
Câfer bin Sinân "İbâdet
yapanların kendilerini beğenmeleri, fâsıkların günahlarından daha
kötü ve daha zararlıdır" buyurdu. İmâm-ı Mürteiş, Ramazan-ı
şerifin yirmisinden sonra, Câmi-i Kebîr'de itikaf yapardı. Dışarıda
görenler, câmiden çıkmasının sebebini sorduklarında, "Hâfızların,
kendilerini beğendiklerini görüp, onlardan
kaçtım" buyurdu.
Kendinin ve âilesinin nafakasını
temîn için çalışmak câizdir. Böyle çalışanlar, hadis-i şeriflerde
medh olundu. Selef-i sâlihîn, kendilerine bir kazanç yolu
bulmuşlardır. Çalışmayıp, tevekkül etmek de iyidir. Fakat, kimseden
bir şey beklememesi şarttır. Muhammed bin Sâlim, hazretlerine
"Çalışıp kazanalım mı? Yoksa, tevekkül ederek oturalım
mı?" denilince, "Tevekkül, Resûlullahın hâlidir. Kesb de, Onun
sünnetidir. Tevekkül edemeyen kimsenin çalışıp kazanması sünnettir.
Tevekkül edebilenin, ancak İslâmiyete ve Müslümanlara hizmet için
çalışması mübâh olur. Kesb [çalışmak] ile tevekkülün birlikte
olması, her zaman iyidir" buyurdu. Çok yememeli, az da
yememeli. Yemek, itidal, tevassut miktârı olmalıdır. Çok yemek,
gevşeklik, tembellik yapar. Az yemek, işe ve ibâdete mâni olur.
Hâce Muhammed Behâüddîn Nakşibend "Doyuncaya kadar ye, ibâdetini
güzel yap!" buyururdu. [Acıkmadan önce ve doyduktan sonra
yememelidir.] Mühim olan şey, ibâdetleri iyi, neşeli yapmaktır.
Buna yardımcı olan her şey mubârektir. Bunu bozan şeyler memnû'dur,
yasaklanmıştır.