“Ey Allahım! Sen bütün
ayıplardan, bütün noksan sıfatlardan münezzehsin,
berisin."
Molla Miskin hazretleri hadîs
âlimlerindendir. Afganistan’da Herat’ta doğdu. 954 (m.
1547)’de vefât etti. “Meâric-ün-nübüvve fî medâric-il-fütüvve”
eseri çok meşhurdur. Bu eserden bazı bölümler:
Âlimlerimiz söz birliği ile
buyurmuşlardır ki: Kıymetli işleri yapmaya başlarken hamd
etmek müstehabdır. Ebû Hüreyre’nin (radıyallahu anh) rivâyet ettiği
hadîs-i şerîfte, Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)
buyurdu ki: “İki kelime vardır ki, lisanda hafif, terazide
ağır, Allahü teâlânın yanında çok sevgilidir. Bu iki kelime
(Sûbhanallahi ve bi-hamdihi, Sübhânallahil’azîm)dir.”
Allahü teâlâya böyle işlerde hamd
edildiği gibi, her zaman da hamd edilir ve çok sevaptır. Bu iki
kelimeyi her mümin her zaman söylemeli ve manasını kalbinde
saklamalıdır. Çünkü bu iki kelimenin içinde mübârek ilimler ve
derin manalar vardır. Sübhânallah demenin manâsı şudur: “Ey
Allahım! Sen bütün ayıplardan, bütün noksan sıfatlardan
münezzehsin, berisin. Sende hiçbir ayıp, kusur ve noksanlık yoktur.
Bozuk itikâdlardan ve itikâdı bozuk olanların itikâdından sana
sığınırım” demektir. Böylece bütün selbî sıfatları söylemiş olur.
“Ve bi-hamdihi” demekle, dünyâdaki bütün nimetleri yaratıp gönderen
Allahü teâlânın, noksan sıfatlardan beri olduğu gibi, bütün kâmil
sıfatlarla muttasıf olduğu söylenmiş olur. Ebû Mûsâ el-Eş’arî’nin
(radıyallahu anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûlullah
efendimiz buyurdu ki: “Abdest imânın yarısıdır.
(Elhamdülillah) demenin sevâbı, mizanın sevap kefesini
doldurur. (Sûbhânallahi vel hamdulillahi) demenin sevâbı ise,
yer ile gök arasını doldurur.” O hâlde, ne mutlu o kimseye ki,
dâima abdestli olmaya gayret eder ve bu mübârek kelimeleri dilinden
düşürmez.
Hazreti Cüveyriyye (radıyallahu
anha) anlatır: “Bir sabah namazından sonra Peygamber efendimiz
yanımdan çıktılar. Biraz sonra geri geldiler. Ben sabah namazını
kıldığım yerde oturuyordum. Buyurdular ki: