Bid’ati yaymak, dîn-i İslâmı yıkmaktır. Bid’at çıkarana ve işleyenlere hürmet etmek, onları büyük bilmek, İslâmiyetin yok olmasına sebep olur.
Hâce Muhammed Abdullah hazretleri Hindistan evliyâsının büyüklerinden Hâce Muhammed Bâkî-billah hazretlerinin ikinci oğludur. Zikri ve bu büyükler yolundaki murâkabeyi, İmâm-ı Rabbânî’den “kuddîse sirruh” aldı. İmâm-ı Rabbânî’nin “kuddîse sirruh” kıymetli Mektûbât kitaplarında, hocalarının bu saâdetli oğullarına birçok yüksek mektupları vardır. Bir mektupta (2. cild 23. mektup) şöyle buyururlar:
“Allahü teâlâya hamd ederim. O’nun seçtiği insanlara selâmet ve
iyilikler ihsân etmesini duâ ederim. Kıymetli oğlum! Size ve diğer
dostlara söyleyeceğim en birinci nasihat, sünnet-i seniyyeye
yapışmak ve bid’atlerden kaçınmaktır. İslâm dîni, garip olmaya ve
zayıflamağa başladı. Müslümanlar kimsesiz kaldı. Bundan sonra da,
daha garip olur gider. O dereceye gelir ki, yeryüzünde Allah
'celle celâlühu' diyen kimse kalmaz. Kıyâmet, dünyâda iyi
insanlar kalmayıp, her yeri kötülük kapladığı zaman kopar
buyuruldu. En mesut, en kazançlı kimse; dinsizliğin çoğaldığı bir
zamanda, unutulmuş sünnetlerden birini meydana çıkaran ve yayılmış
bid’adlerden birini yok eden kimsedir.