Başıboş bırakılmamış bir
hayvanın kendiliğinden yaptığı zararı sâhibi
ödemez.
İbrâhim Nazîra Efendi Osmanlı
kadılarındandır. Edirne’de doğdu. 1188 (m. 1774)’de aynı yerde
vefât etti. Fetvalarında buyurdu ki:
Birinin ayağı kayıp da düşerek
başkasının malını telef etse öder.
Kendi malı sanarak, başkasının
malını telef eden öder.
Başkasının elbisesini çekip de
yırtan, temam kıymetini öder. Elbiseyi tutup, sâhibi çekmekle
yırtılsa, yarısını öder.
Çocuk, birinin malını telef etse,
çocuğun malından ödenir. Malı yoksa, malı oluncaya kadar beklenir.
Velîsi ödemez.
Birinin binâsını yıksa, sâhibi
dilerse, enkâzı ona bırakıp binânın kıymetini alır. Yâhud enkâzı ve
değer farkını birlikde alır. Ağaçlarını kesmek de
böyledir.
Yangını durdurmak için bir evi,
hükûmetin emri ile yıkan ödemez. Kendiliğinden yıkan
öder.
Mazlûm olanın, başkasına
zulmetmeye hakkı yokdur. Her ikisi de öder. Meselâ sahte para alan,
bunu başkasına veremez.
Birinin malının telef olmasına
sebep olan, öder. Ahırın kapısını açıp hayvan kaçarak
zâyi olsa, öder. Hayvanı ürkütüp kaçıran da
böyledir.
Yolda kuyu kazıp, birinin hayvanı
düşerek ölse, öder. Kendi mülkünde kazmış ise, ödemez.
Yoldan geçene zarar veren,
öder.
Hükûmetin izni olmadan yolda
oturup satış yapılamaz.
Duvârı yıkılıp, birinin malına
zarar verirse, önceden, duvârın yıkılacak, tamir et gibi îkâz
yapılmış ise, öder.
Başıboş bırakılmamış bir hayvanın
kendiliğinden yaptığı zararı sâhibi ödemez. Sâhibi görüp,
menetmezse veya hayvanın tehlikelidir çâresine bak denilmiş
ise, öder.
Yolda hayvanı bağlamaya, aracını
park yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Park yerlerinde
durdurabilirler.
Bir binâya ortak olarak mâlik
olan kimselere, (Hisse-i şâyı’a
sâhibi) denir. Bir binânın yarısı Ahmet’in, üçte biri
Ömer’in, altıda biri Ali’nin olsa, Ahmet hisse-i şâyı’asını
satsa, Ömer ve Ali almak isteseler, yarısını Ömer, yarısını da
Ali alır. Ömer, hissesine göre iki misli alamaz.
Karşılıksız hediye ve vasiyet
gibi karşılıksız temlîklerde şüf’a hakkı olmaz.
Şüf’â hakkı bulunan kimsenin,
satış yapıldığını işitince, hemen hakkını istemesi, iki
şâhit yanında tekrar söylemesi ve bir ay içinde mahkemeye
başvurması lâzımdır.
Müşterinin teslim etmesi ile
veya hâkimin karar vermesi ile şüf’a sâhibi satılan
binaya mâlik olur.