Çocuklarını küçükten
ilim meclisine, sâlihlerin sohbetine ve sâlih amellere
alıştırmalıdır.
Şemseddîn Kirmânî hazretleri
fıkıh, hadîs, tefsîr ve kelâm âlimidir. 717 (m. 1317)’de İran’da
Kirman’da doğdu. 786 (m. 1384)’de hacdan dönerken Bağdad’da vefât
etti. Çocuk terbiyesi hakkında buyurdu ki:
Çocuklarını küçükten ilim
meclisine, sâlihlerin sohbetine, cömertliğe ve diğer güzel
ahlâklara, sâlih amellere alıştırmalıdır. Böylece daha küçükken huy
edinirler, alışırlar ve büyüdükleri zaman da, dünyâda Müslümanlar
tarafından övülür, Allahü teâlâ katında makbul olup âhirette saîd
ve sıddîklarla bulunurlar. Çocuklarını nazlamamalı, şımartmamalı,
yüz vermemelidir. Ara sıra azarlamalıdır. Çünkü anne ve baba
çocuklarına çok yakınlık gösterirse, her sözlerini kabul, her
istediklerini verirse, büyüyünce küstah, bencil ve kibirli
olur. Her yerden zevkini elde etmeye çalışır.
Küçük çocuklara süslü elbiseler
ve ziynet eşyası ile süs yapmamalıdır. Çünkü büyüdüğü zaman süslü
ve kıymetli elbise bulamazsa aza kanâat etmek güçlerine gidip,
Allahü teâlânın ihsân ettiği nimete aşağılık gözü ile bakar,
küfrân-ı nimet etmiş olur.
Çocuklarını küçükten hocaya
verip, hocanın azarlamasını, sıkıştırmasını, çocuğu için nimet ve
fayda bilmelidir. Ara sıra azarlamalı ve böylece çocuğun tabiatında
bulunan haşinlik, küstaklık ve diğer kötü huyları gidermeye gayret
etmelidir. Ancak bu yolla tabiatları latif, huyları güzel, sözleri
tatlı, hareketleri hoş, amelleri sâlih ve niyetleri iyilik olur.
Dünyâ ve âhirette, şeref ve izzet, letâfet ve saadet nimetlerine
kavuşurlar. Ana-baba terbiyesinin çocuklara etkisi büyüktür.
Çocuklar bülûğa erişince
evlendirmelidir. Hadîs-i şerîfte; “Sizin kötünüz, bekâr olup
evlenmeyeninizdir” buyuruldu.
Ne olursa olsun, çocukları dinin
emirlerine uygun terbiye etmelidir. Bunun gibi muallim, talebesini
oğulları gibi terbiye etmeli, korumalıdır. Çünkü onlar da manevî
oğullarıdır. Abdullah bin Abbâs (radıyallahü anümâ) buyurdu ki:
“İnsanlardan en çok sevdiklerim talebelerimdir. İnsanlar arasından
gelip, dersimde bulunup, benden ilim öğrenirler. Elimden gelse
üzerlerine sinek kondurmazdım.”
Talebesine kibirlenmeden dâima
yumuşaklıkla muâmele etmelidir. Bir hadîs-i şerîfte, “Rıfk ile
öğretiniz. Sert ve şiddet göstermeyiniz. Rıfk ile öğreten, sert
yapandan hayırlıdır” buyuruldu. Bunun gibi, kendinden ilim
öğrenenlere dâima nasihat etmeli, dünyâdan soğutup, âhiret
saadetine yol göstermelidir.