Cennete girmek için âhirete iman ile gitmek ve
diğer tehlikeleri de atlatmak lâzımdır.
Seyyidî Hamîdî hazretleri
Osmanlılar devrinde yetişen büyük âlimlerdendir. Isparta’da doğdu.
913 (m. 1507)’de İstanbul kadısı iken vefât etti. Bir dersinde
talebelerine şunları söyledi:
Allahü teâlânın emrettiği,
beğendiği iyi şeyleri yaparak onun merhametini kazanmaz iseniz,
rahmetine kavuşamazsınız. Bir âyet-i kerimede meâlen, (İnsan yalnız
çalışmakla ve ibâdet yapmakla saadete kavuşur) buyuruldu. Bir
âyet-i kerimede meâlen, (Allahın rahmetine kavuşmak isteyenler,
emirlerini yapsınlar) buyuruldu. Bir âyet-i kerimede meâlen,
(Dünyada yapılanların karşılıklarını göreceklerdir) ve bir âyet-i
kerimede de meâlen, (İman edip, ibâdet yapanlar ve haramlardan
kaçanlar, elbette Cennetlere girecek, nîmetlere kavuşacaklardır) ve
bir âyet-i kerimede meâlen, (Cennet yalnız îman edip, ibâdet
edenler içindir) ve bir âyet-i kerimede meâlen, (Allahü teâlâya ve
Onun Peygamberlerine itaat edenler, âhırette Peygamberlere ve
sıddîklara ve şehitlere ve sâlihlere verilen nimetlere ortak
olacaklardır) buyuruldu.
Peygamber efendimiz hadis-i
şerifte buyurdu ki: (Müslümanlık beş şey üzerine kurulmuştur:
Birincisi, Allahü teâlâya ve Muhammed aleyhisselâmın Onun
Peygamberi olduğuna inanmak, ikincisi her gün beş vakit namaz
kılmak, üçüncüsü, senede bir kere malının kırkta birini Müslüman
olan fakirlere zekât vermek, dördüncüsü, Ramazan-ı şerif ayında her
gün oruç tutmak, beşincisi, Mekke-i mükerremeye giderek, ömründe
bir kere hac etmek.) Başka bir hadis-i şerifte de (Îman, altı
şeye kalp ile inanmak ve inandığını dili ile söylemek ve
Allahü teâlânın emirlerini beğenmektir) buyurdu.
İnanmakla ve söylemekle iman
hâsıl oluyor, ibâdet etmekle kemâle gelip cilâlanıyor. Ehl-i
sünnetin reisi, dîn-i islâmın en büyük âlimi imam-ı a'zam Ebû
Hanîfe vasıyetnâmesinde buyuruyor ki: "Îman, dil ile söylemek
ve kalp ile inanmaktır."