Resûlullah
efendimize, vefatından sonra da edebe riayet her Müslümana
lazımdır.
Paşmakçızâde Seyyid Abdullah
Efendi Ellidokuzuncu Osmanlı Şeyhülislamıdır. 1091 (m. 1680)’de
İstanbul’da doğdu. 1145 (m. 1732)’de Konya’da vefât etti. Buyurdu
ki:
Resûlullah efendimize
(sallallahü aleyhi ve sellem), hayatında olduğu gibi vefatından
sonra da edebe riayet her Müslümana lazımdır. Muhammed bin Ubeyb
şöyle nakletti:
“Birisi; 'Eğer Resûlullah vefât
etse, Resûlullahın falanca hanımı ile evlenirdim' deyince, şu
meâldeki âyet-i kerîme nâzil oldu: (Ey imân edenler! Yemek vaktini
gözetmeksizin size izin verilip de davetli olduğunuz vakitten başka
zamanlarda Peygamberin evlerine girmeyin. Fakat çağırıldığınız
zaman girin. Yemeği yediğinizde de hemen [yanından] dağılın.
Konuşmak, sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu,
Peygambere eziyet veriyor. [Çıkın veya girmeyin demeğe] sizden
utanıyor, fakat Allah, gerçeği açıklamayı terk etmez. Bir
[Peygamberin] zevcelerine gerekli bir şey soracağınız vakit
de, perde arkasından sorun. Böyle yapmanız, hem sizin kalbleriniz,
hem de onların kalbleri için daha temizdir. Allahın Resûlüne, sizin
eziyet etmeniz doğru olmaz. Arkasından [vefâtından
sonra] zevcelerini nikâh eylemeniz de hiçbir zaman caiz olmaz.
Bu [Peygambere eziyet etmek ve arkasından zevcelerini nikâhlamak],
Allah katında çok büyük bir günahtır.” (Ahzâb-53)
Burada, Allahü teâlânın, gerek
hayatta iken, gerekse vefâtlarından sonra Resûlullaha eziyet
verecek şeylerden nasıl muhafaza buyurduğunu iyi anlamalıdır. Bu
husus, dinde zaruri olarak bilinen ve âyet-i kerîmenin,
Resûlullahın vefâtından sonra zevceleri ile evlenmenin ona eziyet
olacağını bildirmesi ile anlaşılmaktadır. Öyleyse Müslüman bir
kimsenin, Resûlullaha karşı çok edebli olması lâzımdır. Bu mevzûda
çok dikkatli olmalıdır. Aksi takdîrde, insanın maazallah ayağı
kayar, dünyâ ve âhirette hüsrana uğrar.