Bir adam Eshâb-ı kirama şöyle dua
etti: “Allahım, takvâyı bunlara azık et. Bunları işlerinde
hidâyette kıl”
Nûreddîn ibn-i Gânim Makdisî hazretleri Hanefî
mezhebi fıkıh ve hadîs âlimidir. Aslen Kudüslüdür. 920 (m. 1514)'de
Kâhire’de doğdu. 1004 (m. 1595)’de Kâhire’de vefât etti. Şöyle
nakletti:
Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve
sellem), “Kadınlarınız azdığı, gençleriniz isyana daldığı ve
sizler de cihâdı terk ettiğiniz zaman, hâliniz nice
olur?” buyurdu. Eshâb-ı kiram “Böyle şey olacak mı, yâ
Resûlallah?” diye sorduklarında, Resûl-i ekrem “Evet, varlığım
kudret elinde olan Allaha yemîn ederim ki, bundan daha kötüsü
olacaktır” buyurdu. Eshâb-ı kiram “O hangisidir, yâ
Resûlallah?” diye suâl ettiler. Resûl-i Ekrem “Yâ ma’rûf ile
emr ve münkerden nehyetmediğiniz zaman, hâliniz nice
olur?” buyurdu. Eshâb-ı kiram “Bu da mı olacak, yâ
Resûlallah? diye suâl ettiklerinde, Resûl-i ekrem “Evet, bu ve
bundan daha şiddetlisi olacak” buyurdu. Eshâb-ı kiram “O
hangisidir, yâ Resûlallah?” diye sordular. Resûl-i Ekrem “Ya
kötülük ile emredip, iyilikten menettiğiniz zaman, hâliniz nice
olur?” buyurdu. Eshâb-ı kiram “Yâ Resûlallah, böyle şey
de olacak mı?” dediler. Resûl-i Ekrem “Evet, nefsim kudret
elinde olan Allaha yemîn ederim ki, bunun daha fenâsı olacaktır.
Allahü teâlâ şöyle buyurur: “Zâtıma kasem ettim; onlara öyle
bir fitne ve belâ veririm ki, halîm olanları da
şaşırır.”
Adamın biri, güneşin altında, kızgın kumlar
üzerinde, çıplak olarak kendisini dağlayıp duruyordu. Bu sırada
Resûl-i ekremi bir ağacın gölgesinde gölgelenirken görünce,
hemen yanına giderek "Nefsim azdı, onu terbiye için böyle
yapıyorum" dedi. Resûl-i ekrem “Böyle bir mecbûriyetin
yoktu, fakat senin için gök kapıları açıldı. Allahü teâlâ seninle,
gökdeki meleklere iftihar ediyor” buyurdu ve Eshâbına
dönerek “Bundan azıklanın, yani bunun duâsından
yararlanın” buyurdu. Bunun üzerine orada bulunanlardan
biri “Bana duâ et” diğeri, “Bana duâ et” diye ileri atılınca,
Resûl-i Ekrem “Hepsine birden duâ et” buyurdu.
Adam “Allahım, takvâyı bunlara azık et. Bunları işlerinde
hidâyette kıl” diye duâ etti. Resûl-i ekrem de “Allahım, bunu
doğrula” diye duâ etti. Adam da devamla “Allahım,
varacakları yeri Cennet et” diye duâ etti.”