“Eğer siz
O’na (Resûlüme) yardım etmezseniz, Allahü teâlâ vaktiyle
O’na yardım ettiği gibi yine eder..."
Kâdı Iyâd hazretleri Mâlikî
mezhebi fıkıh, tefsîr, hadîs âlimlerinin büyüklerindendir. 476 (m.
1083)’de Fas’ın Sebte şehrinde doğdu. 544 (m. 1150)’de Merrâkeş’te
vefât etti. Kâdı Iyâd hazretlerinin “Şifâ-i şerîf” isimli
eserinde buyuruluyor ki:
Rabbimiz, Peygamber efendimize
(sallallahü aleyhi ve sellem) Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor
ki:
“Allah, seni insanlardan
koruyacaktır.” (Mâide-67)
“Hani bir zaman o küfredenler,
seni tutup bağlamaları, ya öldürmeleri, yahut
(yurdundan) zorla çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı.
Onlar bu tuzağı kurarlarken, Allah da onun karşılığını yapıyordu.
Allah, tuzak kuranlara mukâbele edenlerin en
hayırlısıdır.” (Enfâl-30)
“Eğer siz
O’na (Resûlüme) yardım etmezseniz, Allahü teâlâ vaktiyle
O’na yardım ettiği gibi yine eder. Kâfirler O’nu (Mekke’den)
çıkardıkları zaman, bizzat Allahü teâlâ O’na yardım
etmişti.” (Tövbe-40) Bu âyet-i kerîmelerde, Rabbimizin
Peygamber efendimize yardımları anlatılmaktadır. O’na karşı bir
araya gelip, O’nu öldürmek ve yurdundan çıkarmak istedikleri zaman,
O’nu nasıl kurtardığını, mağarada gizlediğini, müşriklerin O’nu
nasıl göremediklerini, bununla ilgili mucizelerini, hadîs ehlinin
bize anlattığı mağaradaki durumunu ve Allahü teâlânın verdiği
sükûneti, âyet-i kerîmelerde Hak teâlâ bildirmektedir.
Allahü teâlâ, Kevser sûresinde
meâlen buyuruyor ki:
“Şüphe yok ki, biz sana Kevser’i
verdik. Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes. Sana buğz eden
kişi, Ebter’in tâ kendisidir.” Bu sûrede, Peygamber efendimize
verilen nimetler anlatılmakta ve Allahü teâlâ, O’nun düşmanına,
Habîbinin nâmına cevap vermiş, asıl ebter (zürriyetsiz) olan
kişinin, düşmanı olduğunu bildirmiştir. Senin düşmanın, sana
hakaret eden, buğz eden kimse, ebterin zelîl ve hakîrin birisidir.
Onda hayır yoktur ve ismi dahî unutulacaktır. Fakat senin şanın ve
nâmın ilelebed devam edecektir. Habîbim, bunun için üzülme, demek
istemiştir.
Peygamber efendimizin kadrini,
kıymetini şânını ve büyüklüğünü bildiren âyet-i kerîmelerde
Rabbimiz meâlen buyuruyor ki:
“Ey Resûlüm, sana da Kur’ânı
indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara anlatasın; olur ki,
iyice düşünürler.” (Nahl-44)
“(Habîbim) de ki: Ey
insanlar, şüphesiz ben göklerin ve yerin
mülküne (tasarrufuna) mâlik olan, kendisinden başka
hiçbir ilâh olmayan, öldüren ve dirilten Allahın size, hepinize
gönderdiği Peygamberim.” (A’râf-158)
“Peygamber, müminlere (her
husûsta) nefislerinden evladır.” (Ahzâb-6)