Resûlullah efendimizin
huzuruna biri geldi ve şöyle sordu: “Allahü teâlâ en çok kimi
sever?”
Talha Bin Musarrıf hazretleri
Tabiînden tanınmış bir hadîs ve kırâat âlimidir. 112 (m. 730)
senesinde Kûfe’de vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden
bazıları:
O, Ebû Sâlih’ten, o da Ebû
Hüreyre’den (radıyallahü anh) rivâyet etti. Ebû Hüreyre
(radıyallahü anh) şöyle buyurdu:
Resûlullah efendimiz (sallallahü
aleyhi ve sellem) ile beraber bir yolculukta bulunuyorduk. Cemaatin
azıkları tükenmişti. Hattâ Resûlullah efendimiz onların yük
develerinden bazılarını boğazlamayı düşündüler. Bunun üzerine Ömer
(radıyallahü anh) “Yâ Resûlallah! Cemâatin yiyeceklerinden kalanını
toplayıp, onların üzerine duâ buyursanız” dedi. Resûlullah
efendimiz de öyle yaptı. Buğdayı olan buğdayını, hurması olan
hurmasını getirdi. Hazreti Talha diyor ki: “Çekirdeği olan
çekirdeğini getirdi” dedi. Ben "bu çekirdekleri ne yapıyorlardı?"
dedim. “Onları emiyorlar üzerine de su içiyorlardı” dedi. Ebû
Hüreyre dedi ki: Sonra Resûlullah efendimiz toplanan şeyler üzerine
duâ etti. Sonunda, cemâat yemek kaplarını doldurdular. O zaman,
Resûlullah efendimiz buyurdular ki: “Allahü teâlâdan başka
ilâh olmadığına, kendimin, Allahü teâlânın Resûlü olduğuma şehâdet
ederim (Gözümle görmüş gibi bilir ve inanırım). Bir kul,
bu iki şehâdet husûsunda asla şüpheye düşmeden, bunlarla Allahü
teâlâya kavuşursa, mutlaka Cennete
gider?” buyurdu.
Abdullah İbni Abbâs (radıyallahü
anhüma) anlatır:
Peygamber efendimize Eshâbından
biri gelerek “Ya Resûlallah! Seni o kadar çok seviyorum ki, aklıma
gelince sizi hemen gelip görmezsem, canım çıkacak gibi oluyor.
Gelip seni görüyorum. Fakat ben âhirette ne yapacağım? Eğer
Cennete girersem, muhakkak senden aşağı mertebelerde olacağım.
Senden ayrılmak ise, bana çok zor gelecek Ben Cennette de seninle
olmak istiyorum” dedi. Resûlullah efendimiz hiçbir cevap vermedi.
Daha sonra bu husûsta Allahü teâlâ Nisa sûresi altmışdokuzuncu
âyet-i kerîmesini nâzil edip meâlen şöyle buyurdu: “Kim Allahü
teâlâ ve Peygamberine itaat ederse, işte onlar, Allah’ın
kendilerine nimetler verdiği peygamberlerle, sıddîklarla,
şehîdlerle, iyilerle beraberdirler. Onlar ne iyi
arkadaştır” buyurdu. Resûlullah efendimiz hemen o zâtı
çağırarak, bu âyet-i kerîmeyi okuyarak müjdeledi.
Usâme bin Şerik anlatır: Bir gün
Resûlullahın yanında oturuyorduk. Herkesin sessizce oturduğu sırada
birkaç kişi gelip, Resûlullaha (sallallahü aleyhi ve sellem)
“Allahü teâlâ en çok kimi sever?” diye sordular. Resûlullah
da, “Ahlâkı en güzel olanı” buyurdu.
Talha Bin Musarrıf hazretleri
Tabiînden tanınmış bir hadîs ve kırâat âlimidir. 112 (m. 730)
senesinde Kûfe’de vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden
bazıları:
O, Ebû Sâlih’ten, o da Ebû
Hüreyre’den (radıyallahü anh) rivâyet etti. Ebû Hüreyre
(radıyallahü anh) şöyle buyurdu: