Suriye’den gelerek Türkiye’de yaşamaya başlayan, zaman uzadıkça
da artık burada hayatını sürdürmek için çeşitli yollara başvurup iş
bulup çalışan, iş kurmaya uğraşan, hayatını düzenlemek isteyenlerin
sayısının her geçen gün arttığını gözlemlemek zor değildir. Suriye
iç savaşı uzayıp gittiğine göre, bu işi radikal bir biçimde ele
almak, daha fazla zaman kaybetmeden işin insani toplumsal
boyutlarının, siyasi mülahazaların önüne geçtiğini görerek
davranmak ona göre yaklaşmak zorunlu hale gelmişti.
Türkiye şimdi Suriyelilere vatandaşlık vermeyi gündeme almış
bulunmaktadır. Bunun açıklamasının ardından gecikmeden o bildik
itirazların gelmesi ve tartışmaların başlamasında ise şaşıracak bir
şey mevzu bahis değildir. İtirazların tamamına yakını ‘Suriyeliler
bizim neyimiz oluyor?’ gibi garip bir öteki anlayışına
uzanmaktadır.
Biz ve öteki
Burada Suriyelilerin bizimle tarihsel bağlarından, kültürel akrabalıklarından, aynı dine mensup olma gibi, çok geniş ortak paydadan bahsetmenin bu itirazları yapanlar için bir anlamı olabilir mi?