Oyun büyük, Türkiye’nin yüzyıllık hesabı kapatmaya girişmesi, bir anlamda İmparatorluğun tasfiyesiyle çizilen kolonyalist haritaları anlamsızlaştıran hamlesine karşı, Batı yeni bir cevap veriyor. Batı sisteminin öfkesini anlamak lazım. Kolay değil, yıllarca hazırlık yaptıkları, Türkiye’nin büyümesine, etkinliğine karşı bir baskı mekanizması olarak kullandıkları ‘etnik terör’ ‘çözüm süreciyle’ etkisiz kılınıp, bölgede oluşturulan Kürt siyaseti Barzani yönetimi ve Irak devletiyle yapılan anlaşmalarla çökertilmeye başlayınca Batı’nın susup oturmasını beklemek elbette akıl işi olmayacaktır.
Batı ne istiyor?
Önce IŞİD diye bir şey ortaya çıktı. Sömürgeciliğin, işgal ve iç
çatışmaların insanların bütün kültürel dünyalarını alt üst ettiği,
bu coğrafyada yaşanan travmaların yol açtığı toplumsal şizofreni
içinde bulunan her türlü örgütlenmeye, Batılı servislerin nüfuz
etmesi, onları yönlendirmesi, kontrol edip stratejik amaçlarına
uygun eylemler yaptırması bir komplo meselesi değil, istihbarat
merkezlerinde çalışılmış bir oyun planıdır. Ayrıca Batılı
servislerin sadece Ortadoğu’da değil buna benzer birçok planı,
dünyanın birçok yerinde uygulamaya soktuklarını bilmeyen var mı?
Bugün Sisi’nin, dün 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül’ün sadece
askerlerin kendi akıllarıyla yaptıkları darbeler olduğunu
söyleyenlere kimse inanmaz sanırım!
Suriye rejimi eninde sonunda düşecektir. Dünya sistemi bunu biliyor
ve bu coğrafyada yaşayan halkların özgürleşmesine, kendi
kaderlerini kendilerinin tayin etmesine izin vermemek için yeni bir
Sykes- Picot peşindedir. Burada problem küresel sürecin harekete
geçirdiği ekonomik dinamikleri iyi yöneten Türkiye’nin bölgesel bir
güç olarak yükselmesidir.