Birisi kalkıp Türkiye’nin yarıya yakını, hatta oran vererek yüzde şu kadarı ‘AK Parti’ye oy veriyorsa onlar geri kalmıştır’ diyorsa, hızını alamayıp ‘bu toplum uygar olamaz’ diye ekleyerek, bunu getirip Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlıyorsa, gerekçeleri, iddiaları ne olursa olsun, burada ciddi bir zihniyet sorunu, ciddi bir iktidar kaybı sendromu sorunu var demektir.
Milli Mücadele’den sonra halkla bürokratik kadroların arasındaki
ittifakın kopmasının ilk göstergelerinden biri ‘Takrir-i Sükun
Kanunu’ ve onunla ilgili düzenlemelerdir ki, bu uygulamaların ‘Tek
Parti Yönetiminin’ kurulmasına uzandığı biliniyor.
“Burada birkaç mesele vardır. Birincisi, Tanzimat’tan itibaren,
devlet içinde özerk bir konum elde eden bürokratik kadroların,
tekrar devlet üzerinde halka karşı güç kazanmaları; ikincisi
Batı’yla Milli Mücadele sürecinde bozulan ilişkinin Lozan’da tekrar
yoluna konulmuş olması, bir başka ifadeyle ‘Batı’yla vesayet
ilişkisine’ dönük yolun yeniden açılmış olması; üçüncüsü de
konjonktürün getirdiği fırsatla, demokratikleşmeye doğru atılan ilk
adım olan çok partili hayatın, 27 Mayıs’ta kanlı bir darbeyle
durdurulup, rejimin militarist bir tarzda
şekillendirilmesidir.”
Kim bu beyazlar?