Bizlere Mustafa Kemal Paşa’nın kırık dökük, kelimesi kelimesine söyleneni hatırlıyorum ‘köhne Bandırma vapuruyla gizlice Samsun’a gittiği’ anlatılmıştı. Herhalde ‘İngiliz işgali altındaki İstanbul’dan üstelik kocaman bir gemiyle nasıl gizlice gitti’ sorusu çokça sorulmaya başlanmış olacak ki hikâyede bazı değişiklikler yapılarak, Padişah’ın Karadeniz yöresinde ortaya çıkan direniş hareketlerini bastırmak üzere Paşa’yı gönderdiği ve Bandırma vapuruna bu şartla İngilizlerden izin alındığı düzeltmesi eklendi. Böylece ‘Atatürk Samsun’a çıktı’ anlatısında başka düzeltmeler daha yapılması gereği duyuldu. Bunlardan ilkinin şu olması gerekirdi: Samsun’a çıkan Gazi Mustafa Kemal Paşa’dır; henüz soyadı kanunu olmadığı için Atatürk değildir.
Tarihe soru sormak
Yine de sorular biteceğe benzememektedir. Padişah işgale karşı
direnen mahalli kuvvetleri Müdafa-i Hukuk teşkilatlarını neden
susturmak istesin, neden bunun için Mustafa Kemal Paşa’yı
görevlendirsin? O bölgedeki mahalli yönetime bağlı askerler
dururken, Paşa’nın yanındaki birkaç subayla bu işi yapmak üzere
oraya gönderildiğini iddia etmek size mantıklı geliyor mu?
Haydi diyelim bunu mantıklı bulduk, varsayalım Padişah Mondros
hükümlerine rağmen asker çıkarılıp işgal edilen İstanbul’u
görmeyerek, hâlâ bu anlaşmaya uyulur ümidiyle İngilizleri
kışkırtmamak için direnmeyi uygun bulmuyordu; hatta bir adım daha
ileri gidip Padişah İngilizlerden korktuğu için veya onlara teslim
olup, onlarla işbirliği yaptığı için Paşa’yı bu işe memur etti
diyelim, adama sormazlar mı neden onu tercih etti? O zamana kadar
M. Kemal Paşa’nın savaşçı kimliğinin, kahramanlığının dışında
direnişçileri bastırma ya da uzlaştırma gibi bir marifeti olduğunu
kim biliyor, kim söylüyor? Sorular arka arkaya gelmeye devam
ediyor. Mustafa Kemal Paşa deniz yoluyla Samsun’a çıktığında onu bu
şehirde karşılayan heyet, Gazi’yi gazete fotoğraflarından, TV
görüntülerinden tanıyamayacağına göre nereden duyarak kendilerini
karşılamak üzere orada toplanmıştır? Karşılayanlar Padişah’ın
emirleri doğrultusunda çekilen telgrafla meseleden haberdar olarak
orada bulunmuyorlarsa, direniş hareketini bastırmak, Milli
Mücadele’nin nüve unsurlarını etkisizleştirmek isteyen Paşa’yı geri
göndermeleri gerekmez miydi? Oysa gelenlerin arasında başta Samsun
Müftüsü olmak üzere, direnişçilerin, Milli Mücadele’yi mahalli
düzeyde başlatmış olanların bulunduğu dolayısıyla Paşa’nın da bu
mücadele için geldiği zaten bilinmektedir.