Aslında bir burjuva ailesinin çocuğuydu…
26 Temmuz 1908’de Şili’nin Valparaiso kentinde doğdu… Lise
yıllarında tanıştığı Marksizm, o tarihten sonra yaşamının rehberi
olacaktı… Öyle ki, dönemin acımasız diktatörü Carlos
İbanez’e karşı mücadelesinden dolayı tutuklanacak, eğitim
gördüğü tıp fakültesinden uzaklaştırılacaktı…
Tarihe iktidara seçimle gelen ilk Marksist lider olarak geçen
Salvador Allende için söylenecek, anlatılacak pek
çok şey var; ancak o kendi halkının yakıştırdığı sıfatla
ölümsüzleşti:
-Yoksulların Başkanı!..
Zengin ailenin
sosyalist çocuğu, 1931 yılında arkadaşlarıyla birlikte Şili
Sosyalist Partisi’ni kurdu. Parti çalışmaları yanında doktor olarak
da çalışıyor, sağlık konusunda tezler geliştiriyordu. Henüz 29
yaşındayken milletvekili seçildi. Dönemin Devlet Başkanı
Pedro Cerda bu genç ve yetenekli adamı Sağlık
Bakanı olarak atadı.
Her zaman yoksuldan yana olan Allende, fakir ve sağlıksız kitleler
lehine somut çözümler üretti ve sosyal yasaların çıkarılmasına
öncülük etti… Toplumun alt katmanlarının büyük desteğini alınca,
birkaç sol partiyi çevresinde toplayarak Halk
Cephesi’ni kurdu ancak seçimlerde başarılı olamadı…
Emperyalizmin, bağımlılığın pençesinde benliğini yitirmiş, para,
yardım, iş vaatleriyle kolayca kandırılabilen geniş kesimler varken
işinin ne kadar zor olduğunu anlamıştı. Ama yılmadı…
-Yoluna devam etti!..
Sosyalistler, Komünistler, Liberaller ve Hıristiyan Demokrat grupları bir araya getirerek Halk Birliği’ni kurdu. Bambaşka düşüncelere sahip toplulukları birleştirmeyi başarmıştı ve nedenini gayet iyi biliyordu:
-İnsanlar demokrasi, hukuk ve özgürlük istiyordu!..
Bu ekiple girdiği girdiği üç seçimi de kayb...