Dünyanın o güne dek gördüğü en büyük boğazlaşmaydı 2. Dünya
Savaşı…
Birincisinde olduğu gibi, ikincisinde de tetikleyici Almanya idi…
Ve bu aslına bakılırsa son derece olağandı!.. Rakibi olan ülkelerin
aksine geç uluslaşan, bu yüzden pazarını genişletemeyen, diğer bir
deyişle “sömürge” bulmakta zorlanan Almanya, 1.
Dünya Savaşı’nı da aynı nedenle başlatmış, ağır bir yenilgiye
uğramış, Versailles Antlaşması’nın son derece ağır şartlarıyla baş
başa kalmıştı!..
10 milyon insanın can verdiği bu savaşın en önemli sonuçlarından
biri de imparatorluklar çağının kapanmasıydı… Avusturya-Macaristan
ve Osmanlı imparatorlukları bu savaşın sonunda tarihe karışacak,
Türkler, ağır bir işgal ve kanlı bir savaş sonrasında kendi
vatanlarını kurtaracak ve cumhuriyeti kuracaklardı…
-Bu, aynı zamanda emperyalizmin ilk yenilgisi olarak tarihe
geçecekti!..
Şartlar Almanya için aynı şekilde
gelişmedi… 1920’lerin ağır koşulları, ekonomik kriz ve bir türlü
kaostan kurtulamayan Almanya’da sahneye bir onbaşı eskisi,
Adolf Hitler çıktı!.. İtalya’da ise ondan çok önce
Benito Mussolini isimli bir faşist ipleri eline
almıştı bile!.. Yalnızca 20 yıl gibi kısa bir sürede dünya yeni ve
çok daha büyük felaketlere neden olacak bir dünya savaşına
yuvarlandı…
Gururu kırılmış, aşağılık kompleksine kapılmış Alman halkının
yarattığı Hitler, baş döndürücü bir atakla, sadece birkaç yıl
içinde dev bir savaş makinesi inşa edecek ve 1 eylül 1939’da
Polonya’yı işgal ederek büyük savaşı başlatacaktı!..2. Dünya
Savaşı’nın bilançosu çok ağır oldu:
-65 milyon (kimi kaynaklara göre 75 milyon) insan can
verdi.. Sadece Sovyetler Birliği’nde 27 milyon insan hayatını
kaybetti…
Ancak asıl sonuç, siyasi haritada kendini
gösterdi; savaşın sonuna doğru ABD-Sovyetler ve İngiltere arasında
yapılan Yalta Konferansı’nda dünya ikiye b...