Tarihin her evresinde vardı…
Hadi gelin milattan önceye gidelim… Trakyalı köle Spartaküs, Roma
İmparatorluğu’na başkaldırdığında yanında yalnızca 70 kişi vardı..
3 bin kişilik Roma ordusunu yok ettiklerinde bin kişiye
ulaşmışlardı… Bu zaferden kısa bir süre sonra ise Spartaküs, on
binlerce köleden oluşan bir isyancı ordununun komutanıydı…
Spartaküs öyle müthiş bir stratejiyle savaşmaktaydı ki, sonunda
Romalılar Güney İtalya’yı köle ordusuna terk etmek zorunda
kalmıştı… Ve Roma tehlikenin ne denli büyük olduğunu anlamıştı!..
Spartaküs yok edilmezse, isyan tüm İtalya’ya yayılacaktı. İki büyük
orduyla kölelerin üzerine yürüdüler ama yine büyük bir yenilgiye
uğradılar. Bu kez en büyük silahlar devreye girdi:
– Rüşvet, ihanet, mevki hırsı, kıskançlık, zafer sarhoşluğu!..
İşte bu büyük silahlar, M.Ö. 71 yılında köle ordusunun kaçınılmaz
yenilgisine neden oldu. Savaş o denli kanlı geçmişti ki,
Spartaküs’ün cesedi tanınmaz hale geldi.
Gelelim asıl konumuza; Romalı General Pompeius, tutsak aldığı 6 bin
savaş esirini ünlü Appia yolu boyunca çaktırdığı dev çarmıhlara
elleri ve ayaklarından çivileterek katletti… Tarihin o güne dek
ender tanıklık ettiği en büyük katliamlardan biriydi…
-İnsanoğluna vahşeti, şiddeti, barbarlığı öğreten, sadizmin en
başarılı örneklerinden de biriydi tabii!..
Kazıklı Voyvoda!..
Şimdi de yaklaşık 1500 yıl sonraya, Avrupa’daki Eflak
Prensliği’ne gidelim… Bu küçük ülkenin Voyvodası “Kont Drakula”
olarak bilinen Vlad Tepes tarihe tüm zamanların en vahşi hükümdarı
olarak geçti.
Drakula ismi Vlad’a Macarlar tarafından takılmıştı ve “Şeytan”
anlamına geliyordu. Vlad bu sıfatı sonuna dek hakkediyordu; örneğin
en büyük zevki, kazığa geçirdiği insanların oluşturduğu bir
dairenin ortasında haykırışlar ve inlemeler arasında yemek
yemekten, içki içmekten pek hoşlanırdı!.. Çünkü yağlı kazığa
geçirilen insanlar hemen değil yavaş yavaş can verirlerdi…
Özellikle Türkleri bu işkenceyle öldürmekten büyük haz
alırdı!..
Fatih Sultan Mehmet, Edirne’de Molla Gürani’den birlikte ders
aldığı, bir takım kaynaklara göre “kan kardeşi” olan çocukluk
arkadaşı Vlad’ı yıllarca kovaladı. Sonunda 1476’da Bükreş
yakınlarında Mihailoğlu akıncıları tarafından yakalanarak
boğazlandı ve kesik başı Fatih’e gönderildi…
-Yaşamı boyunca on binlerce kişiyi kazığa geçirdiği için tarihe de
Kazıklı Voyvoda olarak geçti!..