Merve Kavakçı’yı bilirsiniz…
Hani şu 90’lı yıllarda Fazilet Partisi’nin İstanbul milletvekili
olarak Meclis’e giren, Meclis açılış ve yemin törenine Nazlı Ilıcak
ile birlikte türbanla katılıp olaylara neden olan, hemen akabinde
Amerikan vatandaşı olduğu ve bunu Türk makamlarından sakladığı
ortaya çıkan, sonuçta yurttaşlıktan çıkarılan, uzun yıllar
memleketi ABD’de ikamet ettikten sonra Türkiye’ye dönüp radikal
İslamcı bir gazetede yazılar yazan, 3 Temmuz’da Bakanlar Kurulu
kararıyla yeniden Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan ve geçtiğimiz
hafta da Türkiye’nin Malezya Büyükelçiliğine atanan hanım…
Tabii, Merve Kavakçı’nın bu kısacık özete sığmayacak denli
hareketli bir yaşamı oldu. Öncelikle babası Prof. Yusuf Ziya
Kavakçı’nın kimliğine bir göz atmak gerekiyor… Çeyrek asırdır
ABD’de yaşayan baba Kavakçı Kuzey Teksas’ta Kuran Akademisi Suffa
İslamic Seminary’nin kurucu dekanı, İslam hukuku hocası ve Dallas
Merkez Camii imamı. Daha da önemlisi ABD’nin “Resmi İslam
Sözcülüğü” görevini yürüten bir zat. Demek ki son derece güvenilir
bir zat… Örneğin Papa XVI. Benedictus’un Amerika ziyareti sırasında
görüştüğü isimler arasında Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı’da vardı!.
Teksas Parlamentosu’nun açılışında konuşma yapıp dua okuyacak denli
önemli, güven duyulan bir isim yani…
Merve Kavakçı’da Teksas Üniversitesi’nde bilgisayar eğitimi aldı.
Daha sonra ise Harvard Üniversitesi’nden kamu yönetimi yüksek
lisansı aldı. Howard Üniversitesi’nden ise siyasal bilim doktorası
aldı. Kısacası iyi bir eğitim hayatı geçirdi.
-Şimdi günümüze gelelim!..
Yalancıdan büyükelçi olur mu?
Bu hanımefendi yıldırım hızıyla TC. Vatandaşlığına alınıp
Malezya’ya Büyükelçi olarak atandı ama dinci gazetede yazılarına
devam etti…
Geçtiğimiz gün de, iktidarın “müftülerin nikah kıymasına” ilişkin
yasa tasarısına karşı çıkan CHP’ye yüklendi. Ama ne yükleniş;
okurken ben utandım! CHP’yi, liderini şeriatı savunmadığı için
yerden yere vuran ve yalan olduğu, montaj olduğu belli olan bir
sosyal medya üfürmesini hiç sıkılmadan sütununa alan bir büyükelçi,
diğer bir deyişle devlet görevlisi görmemiştim bu güne dek;
sayesinde onu da görmüş oldum!..
Büyükelçi Kavakçı “CHP İngiltere’de olsa ne yapacak?” başlıklı
yazısında CHP’ye bakın nasıl saldırdı:
-CHP’nin İslam alerjisinde bir dönüm noktasına şahit olduğumuza
dikkat çekmek isterim. ABD, İngiltere gibi ülkelerde mevcut olan,
dini liderin, bir başka ifadeyle mevzubahis din İslam ise imamın,
nikah akdini yerine getirilme yetkisi varken, benzer bir
uygulamanın Türkiye’de benimsenecek olması CHP’yi çok rahatsız
etmiştir….
1926’da kabul edilen Medeni Kanun’un aslında kadını korumaya
yönelik olduğuna, yapılanın kadını toplum dışına itmenin en önemli
adımı olduğuna, toplumda keskin bir ayrımcılığa ve ötekileştirmeye
neden olacağına, ayrıca anayasa teminatı altında olduğuna, yani
yapılmak istenenin anayasaya da aykırı olduğuna, kadını yok sayan
bir tasarıya bir kadının siper olmasına hiç değinmeyeceğim!..
-Ancak saldırıyı perçinlemek için sosyal medyada yayınlanmış bir
montajı kullanacak denli yalana sarılan birini, bir büyükelçiyi
teşhir etmek de bizim görevimiz!..