2. Abdülhamit’in 33 yıllık “İstibdat rejimi”, yani insanı
boğacak denli baskıcı yönetimi esnasında özgürlük ve meşrutiyetten
yana olan ve Avrupa’ya kaçarak muhalefet yapan aydınlara takılan
isimdi:
-Jön Türkler!..
Onlara “Genç Türkler”, “Yeni Osmanlılar” da deniyordu… Kurdukları
çeşitli örgütlerde Abdülhamit’in mutlakıyetini yıkıp, yerine
meşrutiyetin kurulmasını savunuyorlardı… Önde gelen üyeleri
arasında Namık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi, Mustafa Fazıl Paşa
gibi tanınan, sevilen aydınlar vardı… Ayrıca devlet
tarafından yurtdışına okumaya giden gençlerin büyük çoğunluğu da
Jön Türk hareketini destekliyordu…
1908 yılında meşrutiyetin ilan edilmesinde azımsanmayacak etki ve
emekleri olmuştu… Ayrıca bu akımdan etkilenen çok sayıda subay da
vardı; bunlardan biri de elbette Mustafa Kemal’di!.. Bu genç
subaylar ayrı ayrı kurdukları gizli dernekleri sonunda merkezi
Selanik’te olan İttihat ve Terakki adı altında sivillerle birlikte
kurulan cemiyette birleştirdiler…İşte bu cemiyet İkinci Meşrutiye
ile birlikte Osmanlı’nın son zamanlarına kadar yönetimde söz sahibi
olacaktı!..
O kadroların büyük çoğunluğu hem Çanakkale savunmasında hem de
Kurtuluş Savaşı’nda yer aldı, Cumhuriyetin ilerlemesinde büyük
hizmetleri oldu…
-O kahramanların önünde sevgi, saygı, minnet ve özlemle
eğiliyorum!..
Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, Birleşmiş Milletler toplantısı için gittiği New York’da, Türken Vakfı’nın geleneksel Gala Yemeği’nde konuştu; iki asırdır yurtdışına öğrenci gönderdiğimizi, Osmanlı’nın da devletin zayıflamasının önüne geçmek için Batı’ya talebe gönderdiğini anlattıktan sonra şu ağır suçlamayı yaptı:
-Batı’ya gönderilenler çoğu zaman Batı’nın sadece kültürünü alarak, benliklerini de kaybederek dönmüşlerdir… Maalesef Batı’nın gönüllü ajanları, adanmış havarileri haline gelmiştir. Kendi milletine tepeden...