Fenerbahçe’nin iki haftadır aldığı mağlubiyetlerin temelindeki faktör kalite eksikliği. Dün gol atamadılar ama daha kötüsü pozisyon dahi bulamadılar, hatta topu ‘gol pozisyonu’ diyebileceğimiz bölgeye bile taşıyamadılar.
SÜPER Lig’de tüm takımlar aslında fikstürde birbirlerini takip
ediyorlar. Yani bir takımın fikstür sıralamasıyla bir diğerininki
aynı. Sadece başladıkları noktalar farklı.
18 takımın 17’si aynı çember üzerinde aynı sırayla rakipleriyle
karşılaşırken, tek bir tanesinin fikstürü bağımsız. O takım, iki
yıldır üst üste Göztepe...
Sarı kırmızılı İzmir temsilcisinin ikinci yıl üst üste serbest
fikstürü çekmiş olması, bir tür talihsizlik.
Bu serbest fikstür sebebiyle Galatasaray ve Fenerbahçe’yle üst üste
oynama şanssızlığı yaşıyorlar. Bu şanssız fikstüre, antrenör
değişikliğine, ideal bir santrforları olmamasına rağmen çabaları
yerinde. Mücadeleleri yerinde.
Ancak kaliteleri çok kısıtlı. Fenerbahçe’yi yenerken de vitesi
dörde-beşe hiç çıkaramadılar, ikinci-üçüncü vitesteki oyunları bile
yetti kazanmaya.
Fenerbahçe’nin iki hafta üst üste yaşadığı mağlubiyetlerin
temelindeki faktör, kalite eksikliği... Fenerbahçe’nin ön taraftaki
dörtlüsü Ayew, Alper, Dirar ve Slimani’nin hiçbirinden kaliteli
diye söz edemeyiz; çalışkan diyebiliriz, yürekli diyebiliriz,
savaşçı diyebiliriz. Ama kaliteli diyemeyiz.
Slimani’nin etrafına muhakkak kaliteliler eklemelisiniz,
Valbuena’yı, Mehmet Ekici’yi bir şekilde takıma monte
etmelisiniz.
Dün gol atamadılar, ama daha da kötüsü, kısıtlı sayıda pozisyon
bulabildiler. Topu ‘gol pozisyonu’ diye tarif edebileceğiniz
bölgeye de az sayıda taşıyabildiler.
Cocu’nun tercihlerini, doğrularını-yanlışlarını konuşabilecek
aşamada değiliz bence. Fenerbahçe’nin öncelikle 31 Ağustos’a kadar
bu takıma kalite katac...