Bir kız çocuğu...
Rojin.
Geçen yıl yurttan “hava alacağım” diye çıktı, bir daha geri
dönmedi.
On sekiz gün sonra Van Gölü’nün kenarında cansız
bedeni bulundu.
Ve o soğuk, ezberlenmiş cümleyi duymuştuk yine:
“Canına kıydı.”
Ne kadar kolay değil mi?
Bir kadını, bir genç kızı, bir çocuğu öldür,
sonra da “canına kıydı” deyip defteri kapat!
Bizim ülkemizde kadınlar ya “kayıp” olur, ya “intihar” eder,
ya da “öldürülmeyi hak etmiş” ilan edilir.
Ama babalar bilir.
Bir babanın yüreği yalanı ayırt eder.
Rojin’in babası da inandı kızına.
“Benim kızım canına kıymaz!” dedi.
Ve bir yıl boyunca tek başına adalet aradı.
Bugün o adalet, bir yıl gecikmeli geldi.
Adli Tıp raporu açıklandı:
Rojin’in göğsünde ve vajinasının iç kısmında iki farklı
erkeğe ait DNA bulundu.
Yani Rojin’i öldürmeden önce kirlettiler.
Bir kız çocuğuna cehennemi yaşattılar.
Sonra suya attılar, ardından da iftira attılar.
Bu ülkenin sistemine, kurumlarına, vicdanına sığmayan bir tablo
bu!
Bir yıldır o dosyanın üstünde “intihar” yazıyordu.
Bir yıldır iki canavar dışarıda dolaşıyordu.
Şimdi rapor geldi, evet…
Ama Rojin’in kalbi bir yıldır toprağın altında çürüdü!