“Bu sadece bir barış misyonu değil, bir medeniyetin yeniden uyanışıdır.”
İsrail’le Hamas arasında beklenen ateşkes imzası yalnızca bir
savaşın sonunu değil, yeni bir dönemin kapısını aralayacak.
O kapının eşiğinde en çok sorulan soru şu:
Türk askeri Gazze’ye gidecek mi?
Eğer giderse...
Bu, Ortadoğu’da tarihi bir kırılma olur.
Çünkü o an, yüzyıllardır bu coğrafyayı uzaktan yönetenlerin
karşısına, bu toprakların evladı çıkmış olur.
Batı’nın masa başında çizdiği sınırların, petrol haritalarının,
insansızlaştırılmış şehirlerin üstüne, Türkiye adaletin mührünü
basar.
Bu defa sömürgeci değil, koruyucu gelir.
Bu defa çıkar için değil, vicdan için gider.
Gazze bugün sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın
vicdanıdır.
Çocukların açlıktan öldüğü, kadınların enkaz altında can verdiği
bir şehirde sessiz kalmak artık insanlıktan çıkmaktır.
Türk askeri oraya savaşmak için gitmeyecek.
Türk askeri, adaleti temsilen gidecek.
Hilali, vicdanla birlikte taşıyacak.
Ve bu gidiş, sadece İsrail’e değil, Batı’nın ikiyüzlülüğüne de
verilmiş en sert cevaptır.