Kara paranın karanlığı devletin en üst katlarına kadar sızmış durumda. Tefeciler, kara para baronları, “iş insanı” maskesi takan mafyalar… Ve onlara yol veren siyasiler. Bu ülke artık bir “temiz eller” operasyonuna değil, bir vicdan devrimine muhtaç!
Bir ülkede adaletin terazisi şaştıysa,
oraya artık hukuk değil, hesap hükmeder.
Ve hesap kitap işlerinde ustalaşan bu kara para baronları,
devletin gölgesinde büyür, siyasetin ışığında serpilir.
Bugün üç isim tutuklandı:
Cihan Ekşioğlu, Çağlar Şendil, Sinan Görkem Gökçez.
Sözde “iş insanı”, aslında tefeciliğin ve kara paranın
baronları.
Ama mesele üç kişi değil.
Mesele; bu insanlar yıllardır nasıl bu kadar rahat
yaşadı?
Devletin kapısından girip çıkan,
bakanlarla aynı karede poz veren,
“vatansever yatırımcı” diye tanıtılan bu kişilerin
önüne kırmızı halı serilmedi mi?
Kimse onlara “bu paranın kaynağı ne?” diye sormadı mı?
Sormadı.
Çünkü o para, birilerini besliyordu. Birileri o kirli parayla
kasalarını doldurdu, birileri ihaleleri dağıttı,
birileri televizyon ekranlarından “ekonomi şahlanıyor” masalları
anlattı.
Oysa halk, enflasyonla değil; vicdan enflasyonuyla
eziliyordu.
Bir ülke düşünün:
Emekli üç kuruş maaşla yaşam mücadelesi verirken,
bazı “iş insanları” milyon dolarlık villalar arasında jetle seyahat
ediyor.
Bir ülke düşünün:
Gençler KYK borcunu ödeyemiyor,
ama kara para sahipleri vergi borçlarını tek kalemde
“affettiriyor”.