Evde, ofiste, yolda, tatilde, uçakta, denizde... İnternet artık
hayatımızın ayrılmaz parçası. İnternetsiz yaşamı düşünemez olduk.
2000'li yıllarda doğanlar, internet ve mobil dünyanın içerisinde
dünyaya geldi. Bu yüzden internetin olmadığı bir yerleşim merkezini
kabul edemiyorlar. Bugün her hizmeti online ortamda almaya alışan
bir kuşak geldiği için tüm kurumlar gibi devletin de internet
vatandaşlığı kavramına ayak uydurması şart. Elektrik nasıl 1900'lü
yılları değiştirdiyse, internet ve mobil dünya da 2000'li yılları
şekillendiriyor.
E-DEVLET KUŞAĞI HAZIR
Türkiye'de e-devlet çalışmaları oldukça hızlandı. Otomobil veya
konut alırken, ruhsat işlemlerinde, sağlık ve hukuk işlemlerinde
pek çok hizmet e-devlet portalı üzerinden yönetilebiliyor. 2020
yılına kadar tüm e-devlet çalışmalarının tamamlanması bekleniyor.
Ancak e-devlet çalışmalarının kullanılması için hedefler
belirlenmeli. e-devlet hizmetlerinin kalitesi ve kullanılabilirliği
önemli. Aslında internet vatandaşlığı rüyasını 10 yıl önce
görmüştük. Sanırım 2008 yılının başlarıydı. Önce YouTube yasağıyla
ilgili inisiyatif alıp sivil kurumları, şirketleri bir araya
getirecek İnternet Politikaları Topluluğu (iPOT) grubunu kurduk.
Resmi bir dernek veya kuruluş değil, karar vericilerle sivil
örgütleri bir araya getirmeyi hedefliyorduk. Kısa sürede sonuç
almayı sağlayacak adımlar atmaya başladık.
ANAYASAL HAK OLSUN
Kadir Has Üniversitesi Öğretim Görevlisi İsmail Hakkı Polat ile,
'İnternet Anayasal Hak Olsun' başlığıyla bir farkındalık
oluşturmaya çalışıp Facebook sayfası hazırladık. Türkiye'nin
anayasa çalışmalarına katkı sağlar diye düşündük. Ancak bizim
niyetimizle, o günün beklentileri tamamen farklıydı. Hatta o
dönemde Estonya örneğini masaya yatırıp neler yapılabileceğimizi
düşündük. Bunun üzerine Estonya örneğini geliştiren girişimci ile
internet üzerinden tanıştık. Çalışmaların sonuçlarını bizimle
paylaştı. Biz de keyifli ve heyecanlı bir tren yolculuğu sonrası
romantik duygularla o dönem TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile
paylaştık.
İNTERNET VATANDAŞLIĞI
Bizim çabalarımızdan 10 yıl sonra şimdi yeni bir inisiyatif
karşımıza çıktı. İnternetin ve dijital dünyanın hayatımızın
vazgeçilmez bir parçası haline gelmesinin ardından dijital
vatandaşlık, son dönemlerin en çok konuşulan kavramları arasında
yer alıyor. Dijital vatandaşı, dijital dünyada kimliği ve
varlığıyla yer alan, toplumla internet teknolojileri aracılığıyla
ilişki kuran kişiler olarak tanımlayan Dijital Dönüşüm Danışmanı ve
Me Consultancy kurucusu Murat Erdör, teknolojinin yanlış ve etik
dışı kullanılmasıyla oluşan sorunlar nedeniyle dijital vatandaşlık
kavramının önemine dikkat çekiyor. Biz ilk dönemde internetin
kazançlarına odaklanırken şimdi etik değerler öne çıkıyor.
İNTERNET VATANDAŞLIĞININ ŞARTLARI
Dijital Dönüşüm Danışmanı ve Me Consultancy kurucusu Murat Erdör,
dijital vatandaşlığın kurallarını şöyle sıralıyor:
YENİ NESİL DEVLET 4.0 NASIL OLACAK?
İnternet üzerinden sunulan hizmetler konusunda her devlet kurumu
ayrı çalışma yürütüyor. Tümüyle e-devlet hizmetlerinin 2020 yılında
tamamlanması bekleniyor. Ancak 15 yıllık süreç içinde beklentiler,
sahip olduğumuz teknolojiler farklıydı. Şimdi tasarım, teknoloji ve
hedefler açısından pek çok hizmetin yeniden tasarımı şart. Şu anda
en çok kullanılan e-devlet hizmetleri, devletin kendi hizmetlerini
internet ortamına taşımasıydı. Şimdi vatandaşın ihtiyaçlarına göre
yeniden tasarlama dönemi. Vatandaşın kişisel verilerinin ve
mahremiyetinin korunarak devlet hizmetlerinin tamamlanması şart.
Vatandaşın talebini çözmek için tüm devlet kurumlarının işbirliği
yaptığı çözümler öne çıkacak. Türk Telekom'un özelleştirmeden
önceki ve sonraki web sitelerine bakınca durumu anlamak mümkün.
İşte adım adım örnek e-devlet modeli:
EN ÇOK KULLANILAN 10 E-DEVLET
HİZMETİ
BİRAZ ÇEREZ ALIR MISINIZ?
Şu sıralar pek çok internet sitesi kişisel verilerle ilgili alınan
kararlar yüzünden kullanıcılarına sorular soruyor. Aslında Kişisel
Verileri Koruma Kanunu hem Türkiye'de hem de Avrupa'da pek çok
internet şirketinin geleneksel iş tarzını bozdu. Aslında internette
bedava eriştiğiniz hizmetler için web siteleri sizden bilgi talep
ediyor. Bu önceleri internet sitesinin performansını artırmak için
yapılıyordu. Bir çerez, bir web sitesinin onlar hakkında bir şeyler
hatırlamak istediğinde bir ziyaretçinin bilgisayarına
bırakabileceği küçük bir metin dosyası bırakıyordu. Belki de bir
alışveriş arabasının içeriği veya siteye giriş yapılıp yapılmadığı
bilgisi yer alıyordu. Sitenin açılış süresini kısaltıyordu. Ancak
her şey göründüğü kadar masum olmayabilir. Aslında çerezler daha az
kullanıcı dostu yollarla da kullanılabiliyor. Bir reklam ağı, bir
ziyaretçinin bilgisayarında bir çerez bırakabiliyor ve daha sonra
ziyaretçinin geldiği her yeni web sitesinde aynı çerezi
okuyabililiyor. Bu süreç, ağın web'deki kullanıcıları izlemesine ve
reklamları daha iyi hedeflemek için göz atma alışkanlıklarının bir
profilini oluşturmasına olanak tanıyor.
REKLAM AĞLARININ SAYILARI ARTTI
Üstelik "Google bunu nasıl olsa yapıyor, biz neden yapmayalım"
diyen reklam ağlarının sayıları da arttı. Avrupa Birliği, ABD'li
teknoloji devleri Facebook, Google ve Amazon gibi devlerin
topladığı verilerin yaratacağı riskler konusunda toplumu
bilinçlendirmek için çaba harcıyor. Dijital dünyada sivil toplum
kurumlarının aleyhine ve teknoloji devleri lehine bozulan dengeyi
düzenlemeyi de hedefliyor. Brüksel merkezli Avrupa Tüketici Hakları
Organizasyonu'nun (The European Consumer Organisation- BEUC)
araştırmasına göre Facebook, Google ve Amazon gibi şirketlerin
gizlilik politikaları, AB'nin kişisel verilerin gizliliği konusunda
yayınladığı Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) gerekliliklerini
tam olarak karşılamıyor. BEUC, gizlilik politikalarını otomatik
taramak ve GDPR gerekliliklerini yerine getiremeyen maddelerin
tespiti için Floransa'daki Avrupa Üniversitesi Enstitüsü ile bir
yapay zeka (AI) modelini eğitmeyi umuyor