Okuyucularımızın mesajı şöyle: “Bankaların %27 faiz ile Türk Lirası, %6 faiz ile dolar kredisi kullandırdığı bir ekonomi ortamında ülkede ticaret ve iş yapmak, işveren veya müteşebbis için artık külfet, sorun oldu. Enflasyonist ortam sorunun boyutunu büyütüyor. Ekonomiyi canlandırma arayışında şirketlere verilen krediler üretimde değil, borç döndürmede kullanıldı. Şimdi şirketler yüksek faizli ağır borç yüklerini nasıl hafifleteceklerinin derdinde. Bu tabloda önümüzdeki kısa dönemde yatırım ve üretim artışını beklemek iyimserlik olur.”
Piyasanın durumunu yansıtan okuyucu mesajı çok önemli:
“Yeni sistemde; yeniden yapılandırılacak ekonomi yönetiminin önceliği seçim öncesi olağan dışı şartlarda işletmelerin sırtına binen yükün nasıl hafifletileceğidir. Bu yük hafifletilmedikçe işletmelerin yeni yatırımlara ve üretim artışına yönelmeleri imkansızdır. Özellikle Anadolu’daki işletmelerin her ne kadar kur riski sorunu büyük değilse de, bu işletmeler ve KOBİ’ler ek krediler kullanarak borç yüklerini büyüttüler. Faiz ve kur riski üstlenen işletmelerin sorumluluğu kadar banka sistemi de yük altında.
İşte bu nedenle yeni sistemde ekonomi politikalarının önceliği seçim öncesi dönemin normal olmayan şartlarını düzeltmek olacaktır."
Yeniden yapılandırılacak ekonomi yönetiminin önceliği, ibarelerini geçtim, ahmaklık olmuyor mu? Bu dönemle birlikte enflasyonist ortama girişte aşikar. Param varsa neden çalışayım ki, sermayeyi piyasadaki ahlaksız, kusurlu bir kesime kaptırmak için mi?
Çekte hapis cezası da yok. Neye, kime güvenerek ticaret veya yatırım yapabilirim?