Üç büyük tektanrıcı dinde de (Yahudilik,
Hristiyanlık, İslam) karşımıza çıkan “eskatolojik”
söylem,* kıyamet yaklaştığında insanlığı selamete çıkaracak bir
kurtarıcı figür, yani “Mesih” ya da “Mehdi”
içermez sadece. Bir de bu “pozitif” figürlerle neredeyse
aynı önemde bir negatif figür olarak “Deccal”, yahut
Yalancı-Mesih (“Anti- Christ”) vardır.
Deccal’den İslam’da hadisler sayesinde haberdar
oluyoruz. Ama hadisler de “Kıyamet”le ilgili Hristiyan
kaynaklardan, azizlerin yazmalarından besleniyor Deccal
konusunda.
İnanılmakta ki “Kıyamet” yaklaştığında
Deccal yeryüzünde küfrü, kötülüğü ve zulmü yaymak üzere ortaya
çıkacak ve ilk iş, İsrail’e yol tutup Kudüs’e
gidecektir.
Haddizatında Yahudilerin beklediği
“Mesih” de bazı sûfi-tarikat çevrelerince ileri sürüldüğü
üzere Deccal’in ta kendisidir. Hatta İsrail meclisi Knesset’teki
koltuk da onu beklemektedir!..
***
Dünyanın küresel ekonomi- politik kriz ve
beşeri-nüfus baskısı sonucu bir “kıyamet” halinin içinde
olduğuna ve ABD’nin yeni başkanı Trump’ın da böyle
bir bağlamda ortaya çıktığına, daha doğrusu öne çıkma imkânı
bulduğuna defalarca değindik.
Lâkin daha önceleri bu çerçevenin içine Trump’ı
(soyadından esinle) “Kıyamet”i haber vermek üzere Melek
İsrafil’in çalacağı “trompet” olarak dâhil etmeyi
yeğlemiştik.
Ne var ki Trump’ın ilk yurt dışı ziyaretini
gerçekleştirdiği Suudi Arabistan’da “kılıç dansı”
ve “küre ayini” eşliğinde Ortadoğu’yu ateş topuna
çevirecek bir kıvılcım gibi hareket etmesi, onu “Kıyamet”
senaryosunda İsrafil’in “boynuzdanboru”su
saymanın bile masum kalacağı kanaatini hâkim kıldı
bende!..
Trump, ABD sınırları dışına adımını bir attı,
pir attı. Yıllardır iyi-kötü bir barışçıl uykuya yatırılmış İran,
üzerine gidilerek sarsıla sarsıla uyandırıldı. Katar ablukaya
alındı, dış müdahale ihtimaline açık hale geldi. Katar krizine
IŞİD’in “katalitik” etkisi eklenerek İran’la Suud kapışma
noktasına taşındı. Ortadoğu toz duman ve kim bilir belki de bir
“Armageddon” (Kıyamet Savaşı) eşiğinde!..