“Tu-kiuler [Türkler] Hiong-nuların
[Hunların] özel bir kolu. Komşularından bir devlet onları yendi ve
10 yaşında bir oğlan çocuğu dışında ailenin tümünü yok etti.
Çocuğun da ayaklarını keserek otlarla kaplı bir bataklığa attılar.
Orada bir dişi kurt çocuğu besledi, büyüttü ve çocuk kurtla
çiftleşip kurt gebe kaldı. Adamlar çocuğu öldürmek üzere geri
geldiklerinde kurdu da öldürmek istediler ama o, Turfan ülkesinin
kuzeyinde bir dağa kaçtı. Orada bir mağarada 10 oğlan çocuğu
dünyaya getirdi. Onların çoluk çocukları birer aile adı seçti ve
içlerinden biri de kendisine [Göktürk devletini kuran] A-se-na
adını verdi.” (Jean-Paul Roux, “Türklerin
Tarihi”nden).
Türklükte “Bozkurt”un değerine temel oluşturan bu “Türeyiş Destanı”
ya da Bozkurt Efsanesi, Türklerin güçlenip yayılmasını anlatan
Ergenekon Destanı’yla tamamlanır.
Bozkurt, “Ergenekon” demektir.
“Hilal” ise “Malazgirt”!..
***
Türkiye’de milliyetçimuhafazakâr düşünce ve
siyaset, dünden bugüne “tarih inşası” temelli bir “Ergenekon-
Malazgirt”, “Bozkurt-Hilal”, yani Orta Asya Türklüğü mü, İslam
Türklüğü mü kavgasını sürdüre gelmiştir. (Detaylara
giremiyoruz!)