Can, sevgili hocası, Hocamız
Prof. Ünsal Oskay’ın 2009’da vefatında bir
yazı kaleme aldı ve bu “akademik efsane”ye dair okul
günlerinden anılarını paylaştı.
Üç ders üst üste teneffüssüz dinlenen, sözü nefes olan Ünsal Hoca,
bir derste piyasaya yenik düşmeyen “yabancılaşmamış” bir
müzik ve hayat hayalinden bahsederken birden
sözü Herman Melville’in Moby Dick’ine
getirir. Kitaptan sayfalar okurken dökülen gözyaşlarını sağ elinin
tersiyle silen Hoca, çenesinin titremesine de
aldırmadan “İnsanoğlunun soylu direniş öyküsüdür bu” der
ve devam eder:
“Yenilen, sadece öncülerdir. Acı çekerler, ama yolu da onlar
açarlar.”
***
İki gün önce arkadaşlarımız Can
Dündar ve Erdem Gül’ün
tutuklanmasının özü, bu derste saklı.
Can, Hoca’sının talebesidir!..
***
Dündar ve Gül, önlerine devletin “sır” adı altında suç
işlediğini kanıtlayan belgeler geldiğinde gazetecilik adına
evrensel ölçekte ne öğrendilerse, ne bildilerse ve ne
deneyimledilerse onun gereğini yaptılar.
Her ikisi de bu yola insani, ahlaki, vicdani olarak yürek koyup
çıktıklarında sonucun buralara varabileceğinin de
bilincindeydiler.
***
MİT TIR’ları haberinin baskıya verileceği akşam gazetede, Can’ın
yanındaydım. Olağanüstü hava, sezilmekteydi,
Nedir diye sorduğumda da cevap netti. Ne yayımlanacağını da,
sorumluluğu tamamen üstlendiğini de ve sonuçta “fincancı
katırları”nın başına açabileceği işlerin iki gün önce Silivri’nin
yolunu tutma sonucunu doğurabileceğini de söyledi.
“Yüzde 99 nokta 9 mahpusluk var ucunda” dedi.