Tayfun Atay Cumhuriyet Gazetesi

Ölsek de güzelliğimiz çoğalır!

IŞİD, bir istenmedik yan üründür.  Elbette en genel çerçevede “postmodern küresel kapitalizm”in istenmedik yan ürünüdür. Onun bünyesinde ABD’nin, Avrupa’nın, Rusya’nın, başta...

30 Ocak 2017 | 265 okunma

IŞİD, bir istenmedik yan üründür. 
Elbette en genel çerçevede “postmodern küresel kapitalizm”in istenmedik yan ürünüdür. Onun bünyesinde ABD’nin, Avrupa’nın, Rusya’nın, başta Suudi Arabistan olmak üzere kapitalizmi “yeşilleyen” İslâm ülkelerinin istenmedik yan ürünüdür. 
Ama IŞİD, hem bunlarla etkileşimsel çerçevede, hem de özgün yerel, kültürel-politik dinamikler eşliğinde aynı zamanda AKP’nin bir istenmedik yan ürünüdür. 
Şimdi El Bab’da savaştıkları, aslında bir “Dr. Frankeştayn” gibi, imalinde pay sahibi oldukları bir canavar… 
Yıllarca Suriye iç savaşında Esad’a karşı Sünni-Selefi cihatçı unsurlarla birlikte hareket ettiler. Bu süreçte IŞİD’le de temas ve diyalog kuruldu. O yüzden örgüt Musul’a girip, konsolosluğumuzu da basıp insanlarımızı rehin aldığında kriz “tatlı dil”le çözüldü!..
O dönemde örgütle temas kuran resmi yetkililerin Türkiye’ye yönelik IŞİD eylemi olmayacağı garantisini aldıklarını bile okuduk gazetelerde. 
Tabii örgüt de bunun karşılığını aynı yıllarda Antep ve Urfa’yı kendisi açısından yolgeçen hanına çevirerek aldı. Dünyanın her tarafından devşirdiği elemanlar, buralardan elini kolunu sallaya sallaya Suriye’ye geçti.
IŞİD Türkiye’de eylemlere başladıktan sonra bile militanları Türkiye’ye girip çıkabiliyordu. En çarpıcı örnek, örgüt tarafından Musul’a davet edilen Alman gazeteci Jürgen Todenhöfer’in Aralık 2014’te militanlarca Kilis’ten sınırın öbür tarafına geçirilmesidir. Hâlbuki IŞİD bu topraklarda 300’ün üzerinde can aldığı eylemlerinin ilkini 20 Mart 2014’te gerçekleştirmişti!.. 
Demek ki şimdi kıran kırana savaştıkları örgüte de zamanında ne istediyse verdiler!.. 
Bu yüzden Reina katliamcısının Emniyet’te verdiği ifadeye bakılınca da Türkiye’nin örgüt için nasıl rahat hareket edilebilen bir “üs” haline geldiği gayet iyi anlaşılıyor. Adam, Konya’dan İstanbul’a gidiyor geliyor, insanlarla buluşuyor, yaşıyor, ailesini de geçindiriyor. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kalacak bir türkü söyler gideriz 10 Eylül 2018 | 3.893 Okunma Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın! 05 Eylül 2018 | 3.534 Okunma Betona tapanların mabedi yapıldı 03 Eylül 2018 | 3.672 Okunma Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri 20 Ağustos 2018 | 154 Okunma ‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu! 15 Ağustos 2018 | 2.558 Okunma