1984 Nisan’ında Hacettepe Üniversitesi
Antropoloji Bölümü’nün araştırma görevlisi kadrosu için açtığı
sınavı kazandıktan sonra bölüm Başkanı
Prof. Bozkurt Güvenç’in
karşısına ilk çıktığım günü dün gibi
hatırlıyorum.
Bozkurt Hoca beni tebrik etti ve hemen
ardından “Bana bugüne
kadar, roman, öykü ve
şiirler de dâhil olmak üzere
okuduğun kitapların ve
yazarların bir listesini yap,
getir” dedi.
Listeyi hazırlayıp gittim. Hoca, onu dikkatle
inceledikten sonra “Ben zatensenin
sınav kâğıdından ‘iyi’ okuduğunu
anlamıştım” dedi ve devam
etti: “Amayetmez! Sen bu
yaz Yaşar Kemal’in
“Dağın Öte Yüzü” üçlemesini de
[“Ortadirek”, “Yer Demir
Gök Bakır”, “Ölmez Otu”
romanları] al ve
oku!”
Sonra noktaladı:
“Antropoloji orada çünkü…”
***
Bozkurt Hoca buydu! Ve dün olduğu gibi bugün
de böyle.
Dönem başında zengin bir okuma listesi
eşliğinde dersin tanıtımını yapan bir metnin öğrenciye sunuluşunu
ben ilk onunla tecrübe ettim. O yıllarda böyle
bir “âdet”, şimdi
olduğu gibi yaygınlaşmamıştı. En azından benim mezun olduğum
kurumda böyle bir “hoca
pratiği” ile
tanışmamıştık.
Biz bu pratiğe dört elle sarıldık, kıymetini
bilmek için elimizden geleni yaptık.
Ama Pazar günkü yazımda, üniversitelerin
Türkiye’de bugün geldiği noktaya binaen söz konusu ettiğim üzere
Bozkurt Hoca’nın derste sunduğu okuma listesini elinin tersiyle
iterek parasıyla diploma satın almak isteyen öğrenciler de maalesef
var bugün!..
Yine de son derece mutluluk ve ümit verici bir
nokta olarak kaydetmem gerekir ki yazının yayımlanmasının ardından
bir ilgi patlaması oldu ve bu ilginin ağırlık merkezini de
o “okuma listesi” oluşturdu.
Genç ve yetişkin okurlar, öğrenciler,
öğrencilerim, hep Bozkurt Hoca’nın doktora düzeyinde
verdiği “insanbilim” (antropoloji)
dersi için sunduğu listeyi edinmek istediler.