Gülben Ergen’in Altın Kelebek ödül töreninde
Can Dündar’a selâm göndermesinden dolayı kendisini
linçe tabi tutup vatan haini ilan edenlere verdiği yanıtta çok
üzerinde durulması gereken bir vurgu var.
Ergen, “Can, arkadaşım benim; hapse girmiş, ben
de selâm olsun dedim. İnsanlığınıgördüm, olması gerekeni
yaptım” şeklinde Ayşe Arman’a içini döktükten
sonra şunları eklemiş:
“Ben savcı, yargıç, bilirkişi değilim, insanım insan!”
***
Ergen’in bu sözlerinin, en çok bu memlekette savcı, yargıç,
polis, asker, maliye müfettişi ve diğer
bilumum “devletli” karşısında toplum ve insan adına
duran, konuşan, hareket edenleri sarsması, rahatsız etmesi, mahcup
düşürmesi lâzım.
Bunların en başında da medya ile “akademya”, yani üniversite
geliyor.
Hem medya, hem üniversite ile yakın temas ve bağlantı içinde biri
olarak ben, her iki kurum adına da bir Gülben Ergen olamamanın
utancını duyuyorum!
***
Elbette ki gerek yazılı ve görsel medyada, gerekse üniversitelerimizde düşünce ve haber alma özgürlüğü adına Can ve Erdem’in tutuklulukları karşısında isyan edenler, tepkilerini dile getirenler, protestoda bulunanlar var. Ama bunların ne ölçüde etkili ve ses getirir olduğu tartışmalı.