Rahmetli Turgut Özal, Cumhuriyet gazetesine “Babıâli'nin
Pravda'sı” dediği için tazminat ödemeye mahkûm olmuştu. Aradan
yirmi yedi yıl geçti; Cumhuriyet, Pravda'yı aratmayan manşetleriyle
sahne aldı. Rusya Savunma Bakan Yardımcısı'nın Ankara'ya ve Tayyip
Erdoğan'a yönelik kuyruklu yalanlarının, iftiralarının üzerine
balıklama atladılar…
Rezil oldular, ancak vazgeçmiyorlar!
“Özel Misyonları” vardır: Ceplerindeki mi, tek yön biletidir.
Bağımsız Müslüman Türkiye'nin karşısında kim varsa, her kim
çıkarsa; Cumhuriyet onun yanındadır.
Şu Charlie Yürüyüşü'nün ertesi günü, Cumhuriyet'in ilk sayfasından
“Haç Çıkarması” da tesadüfen olmamıştı. Vaktiyle “Locaefendi”nin
Papa İkinci Jean Paul'le görüşmesine benzer bir işaret fişeği idi.
Geçiyoruz…
Baronsal Cumhuriyet'in Pravda'laşması, öyle “komünistlik”
yaptığından falan değil: Ya? Son tahlilde 'Washington Portakalı'
olmasından dolayıdır!
ABD ve Rusya'nın Suriye politikası, farklı kıyafetler giyseler de
“neticede” örtüşüyor…
Ruslar, açıktan; Amerika ise 'kamuflaj' kıyafetiyle oynuyor; aynı
kapıya çıkıyorlar.