ABD'nin Ankara'daki “küçük elçisi” John Bass “Rusya elçisine
suikastın ABD ile bağlantısı yok. Türk basınındaki bu iddiaları
kesinlikle reddediyorum” diye konuşmuş…
Bu gibi durumlarda “Yalandan kim ölmüş?” diyoruz!
Mister Bass, suikastın arkasında ABD'nin yer aldığına dair hiçbir
kanıt bulunmadığını öne sürüyor.
Oysa…
Tetikçinin FETÖ mensubu olması, Rusya büyükelçisine suikastın perde
arkasında Amerikan devletinin bulunduğunu göstermek için yeterli
bir kanıttır:
-FETÖ demek, ABD demektir!
“Dini cemaat” maskeli bir GLADYO örgütüdür, FETÖ!
“Suikastçının cep telefonundaki dört şifrenin kırılması sonucunda;
katilin 15 Temmuz gecesi Diyarbakır'dan Erbil'e gittiği, oradaki
CIA ofisinde yedi saat kaldığı” tespit edilmiştir.
Bu saptamayı yapan da Rusya istihbaratıdır!
*
15 Temmuz'daki başarısız darbe kalkışması, CIA/ABD'nin FETÖ'nün
eliyle Türkiye'yi işgal girişimiydi.
ABD'nin “seçilmiş başkanı” Donald Trump, (kampanya sırasında) “13
CIA ajanı, 15 Temmuz'da Türkiye'deki darbeye yardım etti” diye
tweet atmadı mı? Attı!
En iyi belge, itiraftır!
Mister Bass'ın, bu kaçışı olmayan gerçeğe verebileceği “içi boş;
yasak savma kabilinden bir yalanlamadan başka” bir cevap var mı?
Yok!
Dahası da var: Türkiye'nin NATO karargâhlarında görevli 462
subayından 237'sinin FETÖ mensubu olduğu; bunlardan 200'ünün firari
durumda bulundukları ortaya çıktı…
Bir başka deyişle ABD/NATO, FETÖ'cü askerleri koruma altına
aldı!
Pensilvanya'da mukim Mister Locaefendi'yi sayısız kanıta, belgeye
rağmen “pamuklara saran, himaye eden ve dahi ısrarla Türkiye'ye
iade etmeyen” de Amerikan Devleti'dir.
*
Son dönemde Türkiye ile Rusya ilişkilerinin gelişmesinden büyük
rahatsızlık duyan ABD'den söz ediyoruz! John Bass, bu yakınlaşmaya
ilişkin olarak Türkiye'ye “Temkinli olun” diyor! Sadece bu cümlesi
bile “rahatsızlıklarını” anlatmaya yetiyor.