ZDF'de program yapan Jan Böhmermann, adına “mizah” diyerek
Erdoğan'a küfür ve hakaretler yağdırdı. Tepkiler üzerine Alman
kanalı özür dilemek zorunda kaldı. Sonra ne mi oldu?
Almanya'nın en büyük medya kuruluşu 'Yahudi şirketi' Axel
Springer'in patronu Mathias Döpfner, “ağzı bozuk” Jan'a sahip
çıktı. Öyle ki, “Böhmermann'ın ettiği küfürlerin aynısını
kendisinin de saydığını” söyledi!
O küfür ve hakareti “fikir özgürlüğü” diye yutturmaya kalktı!
Peki, herhangi bir Alman televizyonunda birisi çıkıp da “Mizah
yapıyorum” diyerek İsrail Cumhurbaşkanı'na veya Başbakanı'na
küfürler savurabilir mi, hakaret edebilir mi? Bir an için
“ettiğini” varsayalım; gör başına neler gelir!
Böylesi bir durumda Döpfner denilen İslam ve Türkiye düşmanlığı
tescilli şahıs çıkıp da “Küfürleri kendim etmiş gibi benimsiyorum”
diyebilir mi? Asla! Veya “Küfürler fikir hürriyetidir” hikâyesi
anlatabilir mi? Ne mümkün!
Bir defa Mathias Döpfner adlı eleman tüm hücreleriyle İsrail ve
ABD'ye bağlı ve bağımlıdır. Axel Springer'in yayın ilkelerinde de
“İsrail'in çıkarlarını dünya üzerinde korumak” diye bir madde
vardır! O ilkelerdeki bir sonraki maddede “Transatlantik ittifak
oluşumuna dayanışma desteği” ile “ABD'nin ortak değerlerini
korumak”tan söz edilir!