Taha Akyol Karar Gazetesi

‘Türk dünyası’

Kazakistan’da patlak veren vahim olaylar üzerinde ciddiyetle düşünmeliyiz.İkisi de Sovyet şemsiyesinin altından çıkan Kazakistan’da meydana gelen ve çevreye yayılmasından korkulan şiddetli sosyal patlamalar her...

11 Ocak 2022 | 1.438 okunma

Kazakistan’da patlak veren vahim olaylar üzerinde ciddiyetle düşünmeliyiz.

İkisi de Sovyet şemsiyesinin altından çıkan Kazakistan’da meydana gelen ve çevreye yayılmasından korkulan şiddetli sosyal patlamalar her şeye rağmen neden Doğu Avrupa’da görülmüyor?

Bizde bu defa belki de Putin faktöründen, Kazakistan olayları “Soros’un çocukları” falan gibi komplo teorileriyle izah edilmedi. Daha çok “otuz yıllık iktidar… otoriter rejim… aile yönetimi… yolsuzluk… gelir dağılımı bozukluğu” gibi somut kavramlar kullanılıyor.

Ayrıca, “Türk dünyası” yahut “İslam dünyası” ya da “ümmet coğrafyası, gönül coğrafyamız” gibi romantizmi yüksek fakat realitesi sorunlu kavramlar hakkında da düşünmeliyiz.

DUYGUSAL KAVRAMLAR

2011 Arap Baharı döneminde iktidarın dış politikada İslami söylemi yoğunlaşmıştı. Suriye politikasında “Emevi camiinde namaz kılmak”, Kahire konuşmasında “yüz yıllık esaret sona eriyor” sözleri o dönemin simgeleridir.

Ama Cumhuriyet tarihinde Araplarla aramız hiç bu kadar açılmamış, Doğu Akdeniz’de hiç bu kadar yalnız kalmamıştık. Nihayet, iktidar dış politikada o dili bıraktı, ekonomide kullanıyor; “nass” gibi, “krizden çıkışın anahtarı İslam ekonomisidir” gibi...

Sovyetlerin dağılması da yaygın bir “Türk dünyası” heyecanı yaratmıştı. Kadir HasÜniversitesi’nde Prof. Mustafa Aydın’ın yaptığı “Eğilimler” araştırmasında, 2013 yılına gelindiğinde bile dış politikada AB’a alternatif sorulduğunda toplumun yüzde 26’sı “Türk birliği” diyordu.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Diplomalı işsizler 19 Mayıs 2024 | 79 Okunma ‘İşten artmaz dişten artar’ 17 Mayıs 2024 | 1.011 Okunma Devletin çivisi 15 Mayıs 2024 | 3.405 Okunma Tasarruf paketi 14 Mayıs 2024 | 3.684 Okunma Siyasetin sınırı? 12 Mayıs 2024 | 583 Okunma