DİYANET İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez, hizmetiçi eğitim
toplantısında din görevlilerine şunları söylemiş:
“Gençlerimiz ‘hayat tarzımızdan dolayı bize önyargılı bakmasınlar,
küpemi görünce dudak bükmesinler, top sakalımı, kuyruklu saçımı
görünce beni yadırgamasınlar’ diyor. Daha önce ‘Gençliğin
küpesiyle, dövmesiyle uğraşmayın’ demiştim. Bunu demeye devam
edeceğim. Şekle takılmayın, öze ve ruha yönelin, kalbe girin.”
Halbuki yaklaşık iki yıl önce, Diyanet’in bir fetvasında söyle
deniliyordu:
“İslam âlimleri, erkeklerin küpe vb kadınlara özgü takıları
takmalarını harama yakın yani mekruh saymışlardır.” (15 Ocak
2015)
Bunu nasıl yorumlamalı?
GENÇLERİ ANLAMAK
Dini konularda görüş bildirmek benim haddim değildir. Tarih ve
sosyoloji açısından ise şu gerçek önemlidir: Fetvada atıf yapılan
“İslam âlimleri”, tarihteki büyük âlimlerdir. Onlar kadın-erkek
farklılığının çok önemli olduğu bir “tarihte” öyle
yorumlamışlar...
Kadın-erkek eşitliği ve bireysel özgürlük fikrinin geliştiği
“zamanımızda” ise Prof Mehmet Görmez böyle diyor.
Dini düşüncenin yenilenmesi deniliyor ya, bunun bir örneğiyle karşı
karşıyayız.
Prof. Görmez’in Allah’ın “mubah” yani serbest bıraktığı alanı
vurgulaması da “özgürlük” düşüncesiyle ilgilidir:
“Allah’ın mubah kıldıklarıyla insanların kendi haline, örfüne, vicdanına bıraktığı alanları daraltırsanız, dini yaşanmaz kılarsınız... Hele genç dostlarınızla konuşurken sakın dini zorlaştırmaya kalkışmayın... Küpesine, dövmesine, saçına, sakalına, kıyafetine, kotuna, botuna asla müdahil olmayın. Bilakis ruhuna, kalbine hitap edin.”