AVRUPA ile sorunlarımız büyüyecek mi, yoksa yönetilebilir bir
düzeye indirilmesi başarılabilecek mi?
Eğer Avrupa “Haçlı ittifakı” ise Türkiye’ye peşinen düşman
demektir; sorunların çözümü yoktur. 2011’e kadar AK Parti
iktidarını Avrupa niye destekledi, ayrı mesele.
Venedik Komisyonu ve AGİT raporları da Türkiye’ye düşmanlık için
yazılmış uyduruk metinler ise yakın zamana kadar bu kurumların
Türkiye hakkındaki raporları neden iyimserdi, bu da ayrı
mesele.
Avrupa kafadan Türkiye düşmanı veya sevdalısı değil de arada bazı
somut sorunlar var diye düşünülürse, o zaman çözümler
geliştirilebilir.
İDAM İSTEYEN KALABALIKLAR
Tipik konu idam meselesidir. Evet kalabalıklar özellikle 15 Temmuz
darbecileri için “idam” diye bağırıyor. Politikacılar buna uyar da
idam cezasını geri getirirlerse AB ile ilişkilerde daha büyük
sorunlar çıkacağı bellidir.
İdam isteyen kalabalıklar bunun farkında mı? Hatta farkında olmak
yetmez, teknik düzeyde ayrıntılı “bilgi” sahibi olmak gerekir.
Mesela, getirilecek bir idam cezası “geriye yürütülemez”. Hangi gün
kanunlaşırsa, o günden sonra işlenecek suçlara uygulanabilir
ancak.
15 Temmuz katillerine uygulanamaz, Beşiktaş, Reina, Ankara Gar,
Gaziantep katillerine uygulanamaz.
Devlet Bahçeli “idam” talebini gündeme getirdiğinde Başbakan Binali
Yıldırım bunun görüşülebileceğini söylemiş ama hemen eklemişti:
“Geriye doğru yürümeyeceğinin bilinmesi gerekiyor!” (1 Kasım
2016)
İktidar partili hukukçular Mehmet Ali Şahin ve Hayati Yazıcı da
“geriye işletilemez” diye açıklamalar yaptı.
VENEDİK VE AGİT
Peki, dış politikada zaten ciddi sorunlar yaşanırken bir de geçmişe
yürütülemeyecek idam cezasını getirerek Türkiye’nin başına daha
büyük sorunlar açmanın “mantığı” nedir?
İleride terör eylemleri yapacak olanları caydırmak mı? Fakat
PKK’nın kurulup geliştiği yıllarda Türkiye’de idam cezası
vardı!
Türkiye, Ortadoğulaşan ülke görüntüsü vererek değil, demokratik
hukuk devleti saygınlığına sahip olarak teröre karşı daha etkili
mücadele eder, “dostlarını artırır”. Şimdi hamaset ve
kalabalıkların coşkusu bir yana, “mantık” açısından Venedik
Komisyonu ve AGİT raporlarına karşı nasıl davranmak gerektiğine
bakalım.
Venedik Komisyonu, AK Parti iktidarının zor zamanlarda başvurduğu,
hukuki destek aldığı bir kurumdur. Konseyin hukuk beynidir.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun geçmişte Venedik Komisyonu’nu
öven sözleri çoktur.
AGİT heyeti içinde ise AKPM’deki marjinal ve komünist gruplardan
bazı kimseler vardı. Fakat AGİT raporunu onlar yazmadı; bütün
ülkelere uygulanan bir formata göre çeşitli gözlemcilerin
yazdıklarına göre rapor oluşturulur.