TÜRKİYE her zaman yargı sorunu yaşadı; her zaman siyaset hukuktan üstün oldu.
Ama bu kadarı hiç olmamıştı.
Meclis’te Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyeliği için seçim
yapıldı. Haber şöyle:
“AK Parti için 5, MHP için 2 kontenjan üzerinden parti
yönetimlerinin belirlediği anahtar liste üzerinden oy
kullanıldı...”
Dün oy kullanan birkaç milletvekili ile telefonda görüştüm. Oy
verdikleri isimleri tanımıyorlardı.
Demek ki partileri istediği için oy verdiler!
Hâkim ve savcıların mesleki kaderi bu kurulun elindedir.
SİYASALLAŞAN YARGI
HSK adaylarını ayıklayacak olan komisyonu “aday belirleme
kıstaslarını yazılı olarak kamuoyuna açıklamaya” davet etmiştim. (4
Mayıs)
Bunu yapmadılar.
Yapsaydılar, ‘kıstaslarınız şunlar fakat falanca kişide bu
özellikler var mı?’ diye sorabilirdik.
Amerika’da yargıç adayları nasıl didik didik araştırılıyor, değil
mi?
Fakat bizde “hesap verirlik, sorumluluk, şeffaflık, etik kurallar”
gibi modern devletin en önemli ilkeleri bile siyasetin altında
eziliyor.
Şimdi de adalet hizmetinin en yüksek kuruluna hangi kıstaslara göre
aday belirlendiğini bilmiyoruz.
İki parti tarafından 7 üye seçildiğini biliyoruz sadece.
Elbette sürpriz değil, yeni sistemin sonucudur bu.
HSK için kalan 4 üyeyi partili Cumhurbaşkanı atayacak, iki üye ise
zaten Adalet Bakanı ile müsteşarı!