"Bu ülkede iktidar
değil, muhalefet sorunu var" dediğimizde kimseyi
inandıramıyoruz.
24 Haziran seçimlerinden sonra
yaşanan şu tablo bize gerçekten bir muhalefet sorunumuz olduğunu
anlatmıyor mu?
Ülkenin umudu olacakları
iddiasıyla seçime giren iki partideki duruma bakar
mısınız?
CHP'nin seçmeni ve delegesi
Kemal Kılıçdaroğlu'na "Yeter, git artık, yalvarırım
git" diye yalvarıyor.
İyi Parti'nin seçmeni ise Meral
Akşener'e "Bizi bırakma, yüzünü bize dön, ne olursun
gitme!" diye yakarıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu koltuğu
bırakmamak için, Meral Akşener ise koltuğu bırakmak için
çırpınıyor.
Birileri Kılıçdaroğlu'nu
devirmek için imza topluyor, birileri ise Akşener gitmesin diye
kendini zincire vuruyor.
Seçim
döneminde, "Sandıklarda uçanı kaçanı
yakalarız" diye iddiaya giren CHP 40 gündür kaç
delegenin kurultay için imza verdiğini
hesaplayamıyor.
İş öyle bir duruma geldi
ki...
Kılıçdaroğlu'na destek vermek
için toplanıp kamera karşısına geçen il başkanlarından bazıları
isimleri okunduğunda "Ben burada yokum
herhâlde” diyerek ses çıkarmıyor. Yanındaki
diğer il başkanı, "Yahu buradasın
ya!" diye çıkışınca, "aaa evet
buradayım, pardon" diyor.
Artık nasıl bir muhalefet
boşluğuysa, orada olan bile o boşlukta yok olduğunu
düşünüyor!
Umut diye bel bağlanan Muharrem
İnce'nin durumu ise tam komedi.
Seçimden sonra Kılıçdaroğlu ile
yediği yemekte, "Beni Genel Başkan yapın. Siz de
Onursal Başkan olun" teklifinde bulunan İnce imza
durumuna göre konuşuyor.
Yaşar
Tüzün, "Yeterli imzayı
topladık" dediğinde, aday olduğunu, CHP Genel
Merkezi "Yeterli imza
toplanmadı" dediğinde ise aday olmadığını
söylüyor!
Öyle ayağa düştü ki Tuncay
Özkan isimli milletvekili twitter üzerinden, "Sen kaba
saba birisin, terbiyesizsin" diye kendisine
hakaretler yağdırabiliyor.
Buna cevap
vereceğine, "Korkmayın, sizin de genel başkanınız
olacağım" diye pişkin pişkin
demeç veriyor.
İyi Parti'de ise
kafalar karmakarışık. Partinin kurmaylarından biri olan Koray
Aydın, liderinin kim olduğunu bilmiyor!