Görünen o ki önümüzdeki seçimden
sonra en çok DSP’nin aldığı oy oranını konuşacağız. Araştırma
şirketleri, CHP’den istifa edenlerin yeni yuvası hâline dönüşen
partinin seçimlerde minimum yüzde 5-6 oy alacağını
belirtiyor.
Bu durum CHP’de haklı bir paniğe
neden oldu.
Gerek parti kurmayları gerekse
partiyi savunan yazarlar, “Bu gidişler en çok AK
Parti’nin işine yarayacak” endişesiyle Ecevit’in
partisine saldırıyor.
Daha önce de söylediğim
gibi…
Onlara göre Kılıçdaroğlu’nun
partiyi HDP ve DHKP-C’nin yuvası hâline getirmesi, mezhepçilik
üzerinden siyaset yapması falan hiç önemli değil. AK Parti gitsin.
CHP’nin oyları bölünmesin.
Gerisi önemli değil.
Nice zamandır bu suçlamalara
maruz kalan DSP Genel Başkanı Önder Aksakal önceki gün bir açıklama
yaptı.
Ama ne açıklama!..
Gerek Kemal Kılıçdaroğlu’nu
gerekse kendisini eleştiren CHP’lileri âdeta haşat
etti.
O sözleri buraya aynen
aktarıyorum:
"AK Parti'yi iktidara taşıyan
sen, Tayyip Erdoğan'ı Başbakan yapan sen, 'Abdullatif
Şener, Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olsun' diye
yalvaran sen, ülkücüleri solcu diye bu millete aday gösteren sen,
Ekmeleddin'i Cumhurbaşkanı adayı yapan sen.
12 Eylül öncesinin
faşistleriyle, Madımak'ın figürleriyle kol kola olan sen, bunları
Meclis'e taşıyan sen, çizgisi, istikameti belli olmayanlara 15
günlüğüne ödünç 15 milletvekili veren sen, seçimlerde
yenilip 'biz yenildik ama başardık' diye
yüzsüz yüzsüz dolaşan sen, ondan sonra AK Parti'ye seçimi
kazandıran ben.
Hadi
oradan.
Bu oylar sizin babanızın
tapulu malı mı? Ne zaman geçirdiniz zimmetinize bu oyları? 31 Mart
seçimleri, mevcut iktidarın karşısına gerçek muhalefeti çıkaracak,
sizin gibi çapsız, çıkarcı, kavgacı, itici siyaseti ve aktörlerini
tribünlere gönderecektir."
İşte budur!
Az…
Öz…
Ama her kelimesi tokat gibi
sözler…
Bizim yıllardır uzun uzun
anlatmaya çalıştığımız gerçekleri iki dakikada yüzlerine tokat gibi
çarpmış. Sizi bilmem ama ben böyle kişilikli duruşları, samimi ve
dürüst açıklamaları özlemişim vallahi…
Aklı başında her CHP’linin bu
sözlerden kendine bir ders çıkarması gerekiyor. Zira Önder Aksakal;
FETÖ ile PKK ile kol kola yürümenin siyaset değil, ihanet
olduğunu söylüyor.
“Siyasette başarılı olmak
için kendinizden, kişiliğinizden taviz vermeyin, bukalemun olmayın.
Buzdolabı magneti gibi her gördüğünüze yapışmayın, Kendiniz olun,
dürüst olun, samimi olun” diyor.
“Muhalefet teröristlerin
ve hainlerin menfaati için değil, kişilerin şahsi ikbal ve
istikbali için değil, koltuk için, makam için, şan ve şöhret için
değil, memleketin menfaati için
yapılır” diyor.
Bu sözlerin nesi yanlış söyler
misiniz?
“Erdoğan gitsin de ne
olursa olsun” düşüncesiyle fikri sabitleşen CHP’li
arkadaşların bu güzelim kafa konforunu yormak istemem ama cidden
merak ediyorum. “CHP senin hangi hayalini
süslüyor?” diye sormak istiyorum.
Teknoloji, sağlık, eğitim,
ekonomi?
Toplumsal barış, büyük ve güçlü
devlet, terörsüz bir hayat?
İşsizlik, bolluk,
bereket?
Hangisini?
Elindeki belediyelerde çalışan
işçilerin dahi maaşını veremeyen, elindeki ilçelerde yeniden çöp
dağları oluşmasına neden olan bir parti sizin hangi hayalinizi
süslüyor?
“AK Parti’yi devireceğiz.
Erdoğan’ı ve yanındakileri mahzenlerde ayaklarından asacağız ya da
zehirleyeceğiz. İçerideki FETÖ’cüleri dışarı çıkarıp, yerine AK
Partilileri dolduracağız. Ülkenin belediyelerini PKK terör
örgütüyle birlikte yöneteceğiz” diye intikam naraları
atmaktan başka size ne vaatte bulunuyor herhangi bir CHP’li söyler
misiniz?
Bakın arkadaşlar!
CHP’nin böylesine sefil bir
siyaset anlayışı sürdürmesi bu ülkede en çok ama en çok AK
Parti’nin işine yarıyor. AK Parti’nin işine yarıyor ama gelin görün
ki ülkenin işine yaramıyor.
Karşısında şöyle elle tutulur bir
muhalefet göremeyen her iktidar partisi bir süre sonra dizginleri
serbest bırakır. “Nasılsa beni devirecek bir güçlü
muhalefet yok” diyerek şımarıkça ve hoyratça
davranmaya başlar.
Yahu sizin partinizin yapması
gereken muhalefeti, AK Parti’nin içindeki kırgın ve küskün kesim
yapıyor bunun farkında mısınız? Sizin dile getirmeniz gereken sorun
ve sıkıntıları onlar dillendiriyor.
Peki sizin oy verdiğiniz parti ve
o partinin başındaki adam ne yapıyor?
Kâh Avrupa’ya
gidip, “Gelin bize müdahale edin, bu iktidarı beraber
devirelim” diyor. Kâh terör örgütleri ile iş pişirip
onların yardımıyla iktidara gelmeyi hayal ediyor.
Kâh aday olduğu dönemde büyük
başarılara imza atan isimleri küstürüyor, kâh CHP ile, sol ile
alakası olmayan abidik gubidik isimleri getirip partinin içine
dolduruyor.
Son bir ay içinde partinizden 5
bine yakın isim istifa etti yahu! Milletvekilleri, belediye
başkanları, genel başkan yardımcıları ve partinin önemli
kurmayları, illallah edip kaçıyor. Bu durum sizi hiç mi
ilgilendirmiyor Allah aşkınıza.
AK Parti’ye yine oy vermeyin ama
en azından gidin adam gibi muhalefet yapan bir partiye oy verin be
kardeşim.
CHP’li eski Milletvekili Barış
Yarkadaş ne dedi geçen gün?
"CHP'nin politikaları,
aday belirleme yöntemleri, ortaya koyduğu adaylar çıkınca iyice CHP
seçmeninde soğuma oldu. CHP'nin bu konuda bir çözüm aradığını,
hatta Psikiyatristler Derneği'ne gittiğini gördük. Kızgın seçmeni
nasıl sandığa getirebiliriz arayışı içindeler. Psikiyatristler de
gelip Genel Merkez'de, bu konuda bir brifing verdiler. Hatta 2 kez
brifing verdiler" dedi.
Yahu bu kardeşinizi
dinleyin.
Gidin adam gibi bir sol partiye
oy verin kardeşim. Belki yine zafer kazanamazsınız ama en azından
akli melekelerinizi korumuş olursunuz!
Bu durum CHP’de haklı bir paniğe
neden oldu.
Gerek parti kurmayları gerekse
partiyi savunan yazarlar, “Bu gidişler en çok AK
Parti’nin işine yarayacak” endişesiyle Ecevit’in
partisine saldırıyor.
Daha önce de söylediğim
gibi…
Onlara göre Kılıçdaroğlu’nun
partiyi HDP ve DHKP-C’nin yuvası hâline getirmesi, mezhepçilik
üzerinden siyaset yapması falan hiç önemli değil. AK Parti gitsin.
CHP’nin oyları bölünmesin.